Tiroit Hastalıkları ile İlgili Ön Bilgiler
Kaç türlü tiroit hastalığı mevcuttur?
İki türlü tiroit hastalığı mevcuttur:
· Fonksiyonel
· Yapısal (anatomik)
Fonksiyonel hastalık nedir? Kaç türlü fonksiyonel hastalık mevcuttur?
Tiroidin normal hormon yapımı dışında az veya çok hormon yapımı sonucu vücut fonksiyonlarında görülen bozukluklardır. Normal tiroit hormonu olanlara ötiroit denir.Herhangi bir nedenle tiroit hormon üretiminde azalma olması hipotiroidi, aşırı hormon üretimi ise hipertiroidi denilen hastalıkları oluşturur.
Hipotiroidi'nin sebepleri nedir?
Hipotiroidi erişkinlerde aşağıdaki durumlarda görülür:
· Cerrahi tedavi sırasında lüzumundan fazla doku çıkarılması,
· Hipertiroidinin radyoiyot ile tedavisi sonucu geri kalan tiroit dokusunun tiroit hormonlarını yeterince salgılayamaması durumunda
· Nadir olarak hipofiz yetersizliğinde (TSH yokluğunda).
Hipertiroidinin sebepleri nedir?
Hipotiroidi'den daha karmaşık bir hastalıktır ve çok değişik sebepleri mevcuttur. Bunlar:
· Tiroidin çok fazla miktarda tiroit hormonu yapması
· Tiroiditlerde geçici olarak tiroit hormonunun kana karışması
· Tiroit hormonunun fazla miktarda alınması
· Çok nadir olarak tiroit dışında aşırı tiroit hormonu yapımı (akciğerlerde, karaciğerde, yumurtalıklarda, kemikte).
Genelde tiroidin fonksiyonel olan bozuklukları yapısal bozukluklarla birlikte görülür.
Tiroidin yapısal hastalığı ne demektir?
Tiroidin normal yapısını bozan bazı hastalıklar sonucu oluşur. Bunlar içinde en sık görülen hastalık guatrdır. Guatr, daha önce de belirtildiği gibi tiroidin büyümesine verilen isimdir.
Guatr değişik şekillerde bulunabilir.
· Diffüz guatr: Her iki lob simetrik olarak büyümüştür. Muayenede tiroidin yüzü ele düz ve yumuşak olarak gelir. Bazen tek bir lob büyümüş olabilir. Normalde sağ lob soldan daha büyük olabilir.
· Multinodüler guatr. Her iki tiroit lobu büyümüştür. Yüzü boğum ve tümseklerden oluşmaktadır. İçerisinde birden fazla nodül mevcuttur.
· Soliter tiroit nodülü. Tiroit içinde bir tek nodül bulunur.
Bir kısım tiroit hücrelerinin uyarılmasıyla diğer hücrelere nazaran daha süratli çoğalması ve büyümesi sonucu tiroit glandı içinde meydana getirdikleri kitlelerdir.
Yapısal hastalıkların sebebi nedir?
Gerek diffüz, gerekse nodüler tiroit hastalıkları, tiroit fonksiyon bozuklukları sonucu oluşur.
Diffüz guatrın sebepleri nelerdir? Nasıl oluşur?
Diffüz guatr, tiroit glandının vücut için yeterli miktarda tiroit hormonu üretmemesi sonucu oluşur. Tiroit hormonlarındaki düşme hipofiz tarafından algılanarak TSH'nın yükselmesine neden olur. TSH yeterli tiroit hormonu yapılması için tiroit hücrelerini uyarır. Uyarılan tiroit hücreleri daha fazla hormon yapımını sağlamak için çoğalır ve büyür. Bu duruma kompanse guatr denir.
Tiroit hormon yetersizliği çok fazla olur ve tiroidin kompansatuvar büyümesi ile bu ihtiyaca cevap veremezse hipotiroidi ortaya çıkar.
Kompanse Guatrın nedeni olan tiroit hormon yetersizliği hangi durumlarda görülür?
· Tiroit operasyonu ve radyoiyot tedavisi dışında, tiroit hormon yetersizliği değişik tiroit hastalıklarında ortaya çıkar.
· Tiroiditler. En sık tiroit hormon yetersizliğine neden olan tiroit hastalığıdır.
· İyot yetersizliği. Daha önce iyodun tiroit hormonları yapısına girdiği belirtilmişti. İyot yokluğunda tiroit hormon yapımı azalır, TSH salgısı artar. Bu da tiroidin büyümesine neden olur.
· İyot fazlalığı. Fazla miktarda iyot alımı tiroit hormon yapımını durdurur ve tiroit depolarında bulunan hormonların kana karışmasına neden olur. Yine hamilelerin fazla miktarda aldığı iyot plesantayı geçerek çocukta guatr oluşmasına neden olur. Bu nedenle fazla iyot içeren özellikle astım ilaçları gibi ilaçların aşırı miktarda alınmasından sakınılmalıdır.
· Tiroidin kalıtımsal hastalıkları. Tiroit hormonları değişik basamaklardan geçerek sentez edilir. Her basamakta değişik proteinlere gereksinim vardır. Bu proteinlere enzim denir. Bu enzimlerin birinin yokluğu yetersiz miktarda hormon yapımına neden olur. Enzim yetersizliği bazı hastalarda olduğu gibi tüm aile fertlerinde de görülmekte ve şiddeti hastalara göre değişmektedir. Orta şiddetteki enzim defektlerinde normal koşullarda yeterli miktarda tiroit hormonu sentez edilmekte, ancak puperte ve hamilelik gibi durumlarda artmış hormon ihtiyacı karşılanamadığından geçici guatra neden olmaktadır.
· Tiroit hormonu üretimini bloke eden ilaçların alınması. Hipertiroidi tedavisinde kullanılan propycil ve thyramazol tiroit hormon yapımını bloke eder. Fazla miktarda alınan bu ilaçlar guatra neden olur. Yine depresyonda kullanılan lithium ilacı da guatra neden olur. Bu durumlarda tiroit hormonları vücut ihtiyacına cevap veremezse hipotiroidi ortaya çıkar.
Diffüz guatr hipertiroidili hastalarda da görülebilir. Hipertiroidi'deki guatr oluşumu TSH uyarısına bağlı değildir. Burada hipofiz -tiroit ilişkisi bozulmuştur. Tiroit kendi başına (otonom olarak) kandaki tiroit hormonu düzeyi ile ilişkisiz devamlı ve vücut gereksinimden çok fazla tiroit hormonu üretir. Buna bağlı olarak tiroit de büyür. Tiroidin büyüklüğü ve sertliği kompanse guatrdan farklılık gösterir. Dolayısıyla, sadece guatra bakarak her iki durumu birbirinden ayırmak mümkün değildir. İleride bu iki hastalığın birbirinden nasıl ayrılacağı anlatılacaktır.
Diffüz guatrın üçüncü tipi inflamasyon (iltihaplanma) sonucu ortaya çıkan tiroiditlerdir. İnflamasyon reaksiyonu, vücudun kendisini herhangi bir zarardan korumak için ortaya koyduğu birtakım mekanizmalardır. Mesela bir parmakta görülen kızarıklık, şişme ve iltihap toplanması o bölgedeki inflamasyonu gösterir. Bu durum, o bölgenin mikroplar tarafından istila edilmesi sonucu ortaya çıkar. İnflamasyonlar bazen bilinmeyen nedenlerden de ortaya çıkabilir. Burada da şişme ön plandadır. Tiroit enflamasyonlarına da ise guatr ortaya çıkar. Tiroidi iltihaplarına tiroidit denir. Tiroiditler çok değişik nedenlerden meydana gelir ve çok çeşitlidir. Bu için tiroiditler konusuna bakınız.
Kompanse guatr, tiroidit ve hipertiroidide en sık rastlanan guatr tipini homojen olarak büyümüş diffüz guatr oluşturur. Bazen, bu durumlarda muayenede ele kitleler gelir. Ele gelen kitle tekse bu tiroit tipine nodüler guatr, birden fazla ise çok nodül manasına gelen multinodüler guatr denir.
Kompensatuvar guatr, daha önce de anlatıldığı gibi, yetersiz üretilen tiroit hormonlarının normal düzeyde tutulması için hipofizde salgılanan TSH hormonunun tiroidi uyarması sonucu ortaya çıkar. Tiroid hormonlarına olan ihtiyaç hayat boyunca (örneğin buluğ çağında ve hamilelikte olduğu gibi) değişir. Bu ise, tiroit glandının zaman içerisinde TSH uyarısına bağlı olarak büyüyüp küçülmesine neden olur. Bazen bu uyarılar bazı hücreler tarafından daha fazla algılanır ve bunun sonucu olarak diğer hücrelere nazaran daha fazla çoğalır. Çoğalan bu hücreler nodül dediğimiz tiroit içindeki kitleleri oluşturur. Bu durumda elle muayenede tiroidin üstü düzensiz ve boğumlu olarak hissedilir.
Multinodüler guatr birtakım proseslerin ortaya çıkardığı bir dejenerasyondur. Dejenerasyon, eskime sonucu ortaya çıkan bir durum olarak düşünülebilir. Devamlı olarak büyüyen nodüllerde çok defa hücreleri besleyen kan damarları aynı hızda çoğalmaz. Bu durum beslenme yetersizliği sonucu hücrelerin ölümüne neden olur. Bazen, kılcal damarların yırtılması sonucu kanama ve bunun sonucunda kistler ortaya çıkar. Yıllar sonra bu bölgelerde kitleler, nedbe dokuları, kalsiyum birikintileri ve kistler bir arada görülür. Multinodüler guatr oluşumu uzun zaman aldığından daha çok yaşlılarda, daha az orta yaşlılarda görülür. Çocuklarda ise hemen hemen hiç görülmez.
Tek tiroit nodülünün önemi nedir? Dominant tiroit nodülü nedir, önemi nedir?
Tek nodülde akla ilk gelen tiroit kanseridir. Özellikle küçük bir nodülün giderek büyümesi, sert ve çevre dokusuna yapışık olması kanser kuşkusunu daha da artırır. Multinodüler guatrda bazen bir nodül diğerlerine nazaran daha sert ve daha büyüktür. Bu nodüle dominant tiroit nodülü denir ve kanser olma riskini taşır. Ancak unutmamak gerekir ki bu tip tiroit nodüllerine çok rastlanır. Bunların ancak %4-20'si tiroit kanser riski taşır.
Hipertiroidi
- Hipertiroidi veya tirotoksikoz nedir?
- Hipertiroidi ve tirotoksikozun sebepleri nelerdir?
- Hipertiroidide belirtiler nelerdir?
- Hipertiroidide hangi testler uygulanır?
- Hipertiroidi tanısı nasıl konur?
- Hipertiroidi nasıl tedavi edilir?
- Basedow-Graves hastalığında kaç türlü tedavi yöntemi mevcuttur?
- Basedow-Graves Hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
- Antitiroit ilaçlarla tedavi hangi durumlarda ve nasıl yapılır?
- Antitiroit ilaçların yan etkileri nelerdir?
- Gebelikte antitiroit ilaçlar nasıl kullanılmalıdır?
- Emzirme sırasında Antitiroit ilaçlar kullanılabilir mi?
- Basedow-Graves hastalığında cerrahi tedavi hangi durumlarda ve nasıl uygulanır?
- Cerrahi tedaviye hazırlık nasıl yapılır? Hastanede ne kadar kalınır?
- Cerrahi girişim sırasında neler olur?
- Cerrahiden sonra neler olur?
- Cerrahi tedavinin komplikasyonları nelerdir?
- Operasyon sonrası hastalar nasıl takip edilir?
- Basedow-Graves hastalığında radyoiyot (atom) tedavisi nasıl uygulanır?
Hipertiroidi veya tirotoksikoz nedir?
Hipertiroidi, tiroit glandının fazla çalışmasına bağlı olarak tiroit hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir.
Tirotoksikoz, değişik nedenlerle örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması yada tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroit hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. İki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar.
Hipertiroidi ve tirotoksikozun sebepleri nelerdir?
Hipertiroidi'yi meydan getiren değişik nedenler mevcuttur. Bunları kabaca 4 sınıfa ayırabiliriz.
1. Tiroidin aşırı uyarılması:
Tiroidin aşırı uyarılması değişik nedenlerle olur. Bunlar:
a. Basedow-Graves hastalığı
b. Aşırı HCG
c. Hipofiz tümörleri
d. Aşırı iyot alınımı.
2. Tiroit nodüllerine bağlı gelişen hipertiroidi sebepleri
a. Toksik otonom fonksiyonel tiroit nodülü
b. Toksik multinodüler guatr
3. Tiroit zedelenmesine bağlı gelişen hipertiroidiler
a. Subakut tiroidit
b. Postpartum tiroiditi
c. Ağrısız veya sessiz tiroidit
d. Radyasyona bağlı gelişen tiroidit
e. Akut supuratif tiroidit
4. Değişik nedenlere bağlı gelişen hipertiroidiler
a. T-3 veya T4 hormonlarının aşırı alınması
b. Struma ovari
a. Basedow-Graves hastalığı nedir? Sebebi nedir?
Ülkemizde en sık rastlanan hipertiroidi nedenlerinden biridir. Hipertiroidi belirtileri, bazen guatr, göz ve deri belirtileri ile kendini gösterir. Otoimmun bir hastalıktır. Bu hastalıkta kanda otoantikorlar bulunur. Antikorlar, yabancı maddelere, virüslere veya bakterilere karşı oluşan proteinlerdir. Otoantikorlar ise vücudun kendi dokularına veya kimyasına karşı oluşmuş antikorlardır. Basedow-Graves hastalığında TSH reseptörlerine karşı antikorlar oluşur. Bu antikorlara Tiroit Reseptör Antikorları (TRAb) denir. Bunlar TSH reseptörleri ile birleştiği zaman TSH'dan daha fazla miktarda tiroit hormon yapımını artırır.
Bu antikorlar vücutta nasıl oluşur?
Genetik burada önemli rol oynar. Dolayısıyla, bir ailede birden fazla fertlerde ve özellikle kadınlarda görülür. Kendisinde Graves hastalığı tespit edilen bir kadın diğer aile fertlerine de bunu bildirerek onların da bu hastalıktan haberdar olmalarını sağlamalıdır. Hashimoto hastalığı da ailevi bir hastalık olduğundan bu iki hastalığa aynı aile fertlerinde rastlanılabilmektedir.
Otoantikorların oluşmasında ikinci mekanizma, baskılayıcı T lenfosit hücrelerinin yetersiz oluşudur. Bu durumda B lenfosit hücrelerinde antikor yapımı başlar. T hücrelerindeki baskılayıcı etkinin kalkması büyük psişik travmalardan (kaza, ölüm, ayrılık veya işlerin iyi gitmemesi) sonra meydana gelir. Diğer yandan bazı araştırıcılar, stresin hipertiroidiye neden olmadığını mevcut olan hafif hipertiroidiyi şiddetlendirdiğini ileri sürmektedirler. Bazılarına göre ise birtakım virüslerin etkisi ile TSH reseptörleri değişmekte ve yabancı cisim (antijen) olarak algılanarak buna karşı antikor üretilmektedir. Sonuç olarak, hipertiroidide antikor yapımını uyaran sistemin henüz tam olarak anlaşılmış olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle hastalarım arasında psişik travmalardan sonra hipertiroidi gelişmesine çok sık rastladığımı söyleyebilirim. ÖSS sınavına giren bir hastamda büyük ümitle beklediği sonucun düşündüğü gibi çıkmaması üzerine birkaç gün içerisinde şiddetli ekzoftalmi, çarpıntı ve zayıflama başlamıştı.
Hashimoto hastalığında görülen otoantikorların en azından %50'si Basedow-Graves hastalığında da bulunur. Basedow-Graves hastalığı diğer otoimmun hastalıklardan olan vitiligo ve olgunlaşmamış gri saç ile birlikte de görülebilir. Ağır otoimmun hastalıklardan olan myasthenia gravis, romatoid artrit, sistemik lupus ertiromatosus ve diyabet ile çok daha az sıklıkla birlikte bulunur.
b. Human chorionic gonadotropin (HCG)
Hiperitroidinin nadir rastlanan nedenlerinden biri de hamilelik sırasında salgılanan ve HCG denilen hormonun aşırı salgılanmasıdır. Bu hormonun bir molekülü TSH'ya benzemekte ve hamilelik sırasında tiroit glandını uyararak hafifçe büyümesine neden olur. Bu uyarı her zaman hipertiroidi oluşturmaz. Ancak hidadiform mole ve hyperemesis gravidarum olan hastalarda aşırı miktarda HCG salgılanması sonucu hipertiroidi meydana gelir.
c. Hipofiz tümörleri
Çok nadir olarak hipofiz tümörlerinin aşırı miktarda TSH salgılaması sonucu hipertiroidism meydana gelir. Diğer hipertiroidilerde TSH düzeyleri oldukça düşük bulunmasına rağmen bu durumda TSH düzeyler normalden yüksektir.
d. Aşırı iyot alımı sonucu oluşan hipertiroidism
Aşırı miktarda iyot alımı özellikle multinodüller hiperplazisi olan hastalarda hipertiroidiye neden olur. Örneğin çok fazla iyot içeren Lugol solüsyonu veya düzensiz kalp atışlarının tedavisi için kullanılan Cordorane (amiodorane) alınması. Bu hastalığa tıp dilinde Jod-Basedow hastalığı da denir. Bu nedenle gerekmedikçe bu ilaçların alınmaması gerekir.
e. Toksik otonom fonksiyonlu tiroit nodülü ve toksik multinodüller guatr
Bu hastalıkta tiroitte bulunan bir veya birden fazla nodül TSH'dan bağımsız olarak çalışır ve aşırı miktarda T3 veya T4 veya her iki hormonu birlikte üretir. Hipertiroidi nedenleri arasında en sık rastlanan sebeplerden biridir. Bu nodüllere toksik otonom çalışan tiroit nodülleri
denir. Ancak her otonom çalışan tiroit nodülü toksik nodüle dönüşmez. Nodüller birden fazla ise bu hipertiroidi türüne toksik multinodüller guatr denir. Bu nodüller tiroit sintigrafisinde tiroidin diğer kısımlarına nazaran daha fazla aktif maddeyi tutar. Bu nodüllere tiroit sintigrafisinde bu özelliklerinden dolayı sıcak nodül denir. Sıcak nodüllerin kanser olma riski çok azdır.
f. Tiroit glandının zedelenmesi
Tiroid hormonları üretildikten sonra tiroitteki kolloid içerisine depolanır ve lüzumu halinde kana verilir. Tiroit glandının zedelenmesi sonucu depolarda bulunan tiroit hormonları kana karışır. Bu duruma tirotoksikoz denir. Tiroidin zedelenmesi tiroidit dediğimiz tiroidin iltihabi hastalıklarında görülür. Bunlar,
· subakut tiroidit,
· postpartum tiroidit,
· ağrısız veya sessiz tiroidit,
-radyasyona bağlı gelişen tiroidit,
· akut supuratif tiroidit.
Tiroiditlerde görülen tirotoksikoz geçicidir. Hipertiroidi, tiroit hormonlarının fazla miktarda tiroit glandında üretilmesi sonucu oluşan duruma denir. Kısaca tirotoksikoz, gerek hipertiroidi sonucu gerekse diğer nedenlere bağlı olarak kanda tiroit hormon yüksekliğine verilen isimdir. Mesela Basedow-Graves hastalığında fazla yapım sonucu tiroit hormonları kanda artmıştır. Bu durumda, hipertiroidi ve tirotoksikoz terimleri aynı zamanda kullanılabilir.
g. Diğer nedenler sonucu oluşan hipertiroidi
Zayıflamak, enerji kazanmak için veya intihara teşebbüs etmek için alınan fazla miktardaki tiroit hormonu hipertiroidiye neden olabilir. Ayrıca hayvanlardaki tiroit glandının yenmesi de hipertiroidiye neden olduğu bildirilmiştir.
Yine nadir olarak kadın yumurtalığında bazen doğumsal olarak bulunan tiroit glandının aşırı hormon yapması sonucu da hipertiroidi gelişebilir.
Hipertiroidide belirtiler nelerdir?
1. Sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık
Hipertiroidide görülen en sık belirtilerdir. Yüksek tiroit hormonları bütün organlarımızı etkilediği gibi beynimizi ve ruhsal durumumuzu da etkiler. Bu nedenle bu hastalarda ülkemizde yerleşmiş bir kanaat vardır. Birçok sinirli insan 'bende guatr mı var? ' diye doktora başvurmaktadır. Hatta bazı hastalar başka nedenlerden dolayı oluşan bu belirtilerin guatrından kaynaklandığına kendisini inandırmakta ve tedavi edildikten sonra bu halinin geçeceğine doktoru da inandırmaya çalışmaktadır. Unutmamak gerekir ki halkımızın "sinirlilik" olarak tanımladığı durumlar birçok ruhsal hastalığın sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Hipertiroidi'de hafıza ve konsantrasyon da bozulur. Bu hastalarla geçinmek de oldukça zordur. Küçük olaylar karşısında bile ani olarak parlarlar, etraflarını çok defa kırarlar, sonra da bunu ben niye yaptım diye üzülürler.
2. Kilo kaybı
İştahın iyi olmasına karşın hasta zayıflar. Ancak yaşlı hastalarda bazen kilo kaybı olmayabilir. Hatta bazı hastalar şişmanlamaktan şikayet eder. Bu hastalar artmış iştah nedeni ile fazla yemekte ve artmış metabolik hızı bile geçmektedir. Bazı şişman hastalar zayıflamalarına sevinmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki bu hastalıkta yağ erimesi yerine kas erimesi gelişmekte ve dolayısıyla kas zayıflamasına neden olmaktadır. Bunun sonucu hastalar merdiven çıkmakta zorlanır, hatta taranma veya diş fırçalama sırasında ellerini yukarı kaldırmakta güçlük çekerler.
3. Sıcaklıkta artma
Bütün vücut dokularının çok hızlı çalışması sonucu vücut sıcaklığı artar. Bunun sonucu olarak bu hastalar derin bir şekilde solurlar. Çok defa kadınlar bu sıcaklık hissini menopozda görülen sıcak basması ile karıştırırlar. Ancak, menopozdaki sıcak basmaları zaman zaman görülmesine rağmen hipertiroidi'deki sıcaklık devamlıdır.
4. Titreme
Titreme özellikle ellerde görülür. Bu, daha fazla ince titreme dediğimiz normal insanlarda da görülen titreme ile karıştırılır. Müzisyen bir hastam titreme nedeni ile sazını çalamaz hale gelmişti. Bazı ev hanımları ise çay servisi yapmakta çok güçlük çektiklerini söylemişlerdir. Buna benzeyen titremelerin, çeşitli sinir hastalıklarında, alkolizmde ve çeşitli nörolojik bozukluklarda da ortaya çıktığı unutulmamalıdır.
5. Çarpıntı
Çarpıntı, birçok hastanın ilk şikayet ettiği belirtilerden biridir. Hasta yürüdüğü zaman ve çok defa istirahatta iken kalbinin fazla çarptığını hisseder. Bazen "kalbim sanki çıkacakmış gibi çarpıyor" der. Çarpıntı yanında nefes darlığı ve kas zayıflaması olunca bazı hastaların, kalp hastası oldum diye önce bir kardiyologa başvurduğunu çok işitmişimdir.
6. Saç dökülmesi
Hipertiroidili hastaların saçları ince ve yumuşaktır. Kolaylıkla dökülür. Saç dökülmesi hem hipertiroidi ve hem de hipotiroidi durumlarında meydana gelir. Her iki durumun da tedavisi sonucu saçlar yeniden çıkar. Unutmamak gerekir ki saç dökülmesi sadece tiroit hastalıklarında görülmez, ayrıca, streste ve kadınlarda erkek hormonları metabolizmasının bozulması sonucu da görülebilmektedir.
7. Cilt ve tırnaklarda değişiklik
Cilt yumuşar. Sıcak ve nemlidir. Tırnak-et ayırımı belirginleşir. Nadir olarak hastalar yaygın kaşıntıdan şikayet ederler. Yine, nadir olarak Basedow-Graves hastalığına bağlı olarak gelişen cilt belirtileri de ortaya çıkabilir. Özellikle alt bacakların ön kısmında cilt kalınlaşması görülebilir. Buna peritibial miksödem denir. Bu bulgular hastalıktan bağımsız olarak gelişir. Bazen tanı için biyopsi gerekebilir.
8. Barsak hareketlerinde artma
Bazı hastalar artmış barsak hareketlerinden ve yumuşak dışkılamadan yakınır. Bazen kabız olan hastalar bu hastalık nedeni ile normal dışkılama gösterir.
9. Kuvvet azalması
Uzun süren ve ağır hipertiroidi durumunda ortaya çıkar. Hastalık, daha fazla omuzun ve bacakların uzun kaslarını tutuğu için özellikle çalışan hastalarda bu daha da belirgindir. Çok defa hastalar merdiven çıkmakta zorlandıklarından şikayet ederler. Bu durum tedaviden sonra ortadan kalkar.
10. Mensturasyonda (aybaşı) azalma
Mensturasyon periyotlarında azalma görülür. Bazı hastalarda yumurtlama azalır ve çocuk yapma özelliği kaybolur.
11. Sekste azalma
Bazı hastalarda seks arzusunda artma görülse de genel olarak azalır. Bazı erkek hastalarda östrojen hormonundaki artışa bağlı olarak memelerinde büyüme görülür. Bu durum tedaviden sonra ortadan kalkar.
12. Apathetik hipertiroidism
Yaşlı hastalardaki hipertiroidism gençlerden biraz daha farklıdır. Mesela 60 yaşın üzerindeki hastalarda tek belirti ilgisizliktir. Bu belirti o kadar fazladır ki yaşlı hastalardaki bu hastalığa apathetik hipertiroidism denir.
13. Göz bulguları
A) Üst kapak retraksiyonu
Fazla miktardaki tiroit hormonları üst göz kapağını açan kasları uyararak gözün normalden daha açık durmasını sağlar. Gözler parlak bir hal alır. Bu durum her türlü hipertiroidide ortaya çıkabilir. Hipertiroidi kontrol altına alındıktan sonra retraksiyon kaybolur.
B) Ekzoftalmi (Gözlerin öne doğru fırlaması):
Gözlerin dışa doğru fırlaması, genelde Basedow-Graves hastalığında görülmekle beraber nadir olarak Hashimoto hastalığında ve primer hipotiroidide de görülebilir. Basedow-Graves hastalığında %50 vakada görülür. Bazı hastalarda bu bulgu hafif seyrettiği için hastalar bunun farkına varmazlar. %5 vakada ise ciddi rahatsızlıklara neden olur.
Bu hastalık, tiroit fonksiyonlarındaki bozukluklardan kaynaklanmaz. Her iki hastalık ta birbirinden bağımsız olarak gelişir. Bazen tiroit fonksiyon bozukluğu olmadan da ekzoftalmi gelişebilir. Bu hastalığa ötiroit Graves hastalığı denir.
Ekzoftalmide, göz kaslarındaki zarlar ve bağ dokusunun üzerinde bulunan tiroit antijenlerine karşı oto antikorlar üretilir. Bu oto antikorlar göz kaslarına yapışır ve kanda bulunan lenfosit dediğimiz hücrelerin göz kasları içine girmesine neden olur. Böylece gelişen iltihap sonucu göz kaslarında şişmeler husule gelir. Bu şişlikler göz yuvasının arkasında basınç oluşturarak gözlerin öne doğru fırlamasına neden olur. Aynı zamanda, bu şişlikler kan göz yuvası içindeki kan ve lenf akımını engelleyerek göz yuvasındaki bu şişliği daha da artırır.
Ekzoftalmi genelde iki gözü de tutar. Ancak iki göz arasında farklılıklar olabilir. Bazen tek taraflı da olabilir. Apse, tümör, kist, ve kanama sonucu görülen diğer göz fırlamalarından farkı, özellikle üst göz kapaklarında görülen çekilmelerdir.
Ekzoftalmi yavaş veya hızlı bir şekilde gelişebilir. Hipertiroidi, ötiroidi ve hipotiroidi durumlarında da oluşabilir. Genel olarak hipertiroididen bir buçuk yıl önce veya bir buçuk yıl sonra görülür. Hafif iltihabi durumlarda gözler kızarık, kuru ve ışığa duyarlıdır. Orta veya ağır iltihabi durumlarda göz kapakları uyurken bile kapanmaz. Bu durumdaki hastalar göz yaşarmasından, göz hareketleri sırasında ağrıdan şikayet ederler. Göz kaslarının şişmesi ve göz arkasında yağ birikmesi sonucu göz öne doğru fırlar. İltihap ve göz kaslarının dengeli kullanılmaması sonucu çift görme başlar. Çift görme hastanın yukarıya ve dışa bakması sırasında oluşur. Şişen kasların göz siniri üzerine baskısı sonucu ise görme kaybı olur. Ancak ciddi göz bulguları çok nadir olarak görülür. Unutmamak gerekir ki sigara göz hastalığını artırır.
14. Laboratuar testlerinde bozulma
SGOT, SGPT, bilirubin ve LDH yükselebilir. Kemik ve karaciğerde bulunan alkali fosfataz enzimi karaciğer fonksiyon testleri normal olsa bile yükselebilir. Nadir olarak kalsiyum yüksek bulunabilir. Kolesterol düzeyi genelde düşüktür.
Hipertiroidide hangi testler uygulanır?
Hipertiroidi hastalığı olan birçok hastada tanı koyacak yeterli semptomlar ortaya çıkar. Hatta bazı hasta yakınları bazen hastalığın tanısını koyarak hastayı doktora getirir. Mesela, toplumumuzda birçok insan sinirlilik ve nedeni bilinmeyen zayıflamalarda öncelikle diyabet veya guatrın araştırılması gerektiğini bilir.
Hastaların şikayetleri yanında tümünde de tiroit hormonlarının biri veya her ikisi birden yükselir. TSH değeri ise normalin altındadır yani baskılıdır. Bazen tiroit hormonları yükselmeden de değişik nedenlere bağlı olarak TSH normal değerinin altında görülebilir. Bu duruma subklinik hipertiroidi denir. Subklinik hipertiroidisi olan yaşlı hastaların şikayetleri olmasa bile tedavi edilmesi gerekir. Çünkü tedavi edilmeyen hastalarda en sonunda tehlikeli bir aritmi olan atrial fibrilasyon gelişebilir.
TSH (Tiroidi uyaran hormon):
Hipofiz tümörü sonucu oluşan hipertiroidi dışında bütün hastalarda TSH normal değerin altındadır. Ancak, her düşük değerli TSH'sı bulunan hastaların tümü de hipertiroidi değildir. Başka nedenlere bağlı olarak da bu görülebilir. Bazen TRH testi yapılarak bu iki durum birbirinden ayrılabilir. Bu test için Tiroit Fonksiyon Testleri Bölümü'ndeki TRH testine bakabilirsiniz.
Tiroit hormonları:
Birçok hipertiroidili hastada her iki tiroit hormonu da (T-3 ve T-4) yüksek olarak bulunur. Bazen özellikle toksik otonom tiroit nodülleri'nde veya toksik multinodüler guatrda sadece T3 hormonu yüksek bulunabilir. TSH yüksekliği ile birlikte her iki hormonun yüksekliği hipofiz tümörü sonucu ortaya çıkar. Hasta şikayetlerinin olmaması ise genetik bir hastalık olan tiroit hormon direncini gösterir. Çok nadir olan bu hastalıkta çeşitli organlarda tiroit hormonlarının etkisi görülmez.
Tiroit otoantikorları:
Bazen Basedow-Graves hastalığı ile toksik multinodüler guatrın ayırıcı tanısında zorluk çekilebilir. Bu iki hastalığı birbirinden ayırmak için TRab (tirotiropin reseptör antikorları) kullanılır. Bu antikor, Graves hastalığında pozitiftir. Ayrıca, göz bulgusu olan ötiroit (semptomsuz) Graves hastalığının teyidinde de bu antikordan yararlanılır.
AntiTPO ve antiTg antikorları Graves hastalarının yüzde %50' sinde pozitif olarak bulunur.
Radyoaktif iyot uptake testi (I-131 uptake testi)
Tiroit testleri bölümünde anlatıldığı gibi bu test değişik nedenlere bağlı oluşan hipertiroidilerin ayırıcı tanısında kullanılır.. Uptake, Graves hastalığında normal değerlerden yüksektir..
Tiroit sintigrafisi:
Tiroit sintigrafisi Basedow-Graves hastalığı toksik otonom fonksiyone tiroit nodulü ve toksik multinodüler guatrın ayırıcı tanısında kullanılan önemli bir tanı aracıdır. Ancak gerek radyoiyot uptake testi gerekse tiroit sintigrafisi yapılmazdan önce hastanın normal iyot almaması gerekir. Mesela, bilgisayarlı tomografide, miyelogramda, kontrastlı böbrek grafisinde veya arteriogramda kullanılan kontrastlı maddeler bu iki testi 6 hafta kadar etkilemekte ve bu testlerin yorumlanmasında güçlük çekilmektedir. Bu nedenle bu testlere girecek hastalara öncelikle uptake ve sintigrafi uygulandıktan sonra diğer tetkiklerin yapılması gerekir.
Hamilelik:
Hamile kadınlara hiçbir zaman radyoaktif madde verilmez. Çünkü bu maddeler bebeğin gelişmesine zarar verir. Bu nedenle hamilelik şüphesi durumunda doktor uyarılmalıdır.
Sedimantasyon:
Hipertiroidi nedenlerinden biri olan subakut tiroiditin ayırıcı tanısında kullanılır. Bu test, hastadan alınan kanda bulun proteinlerin bir tüp içindeki çöküş hızını gösterir. Subakut tiroiditte sedimantasyon normalin üzerine, bazen 100mm/dak üzerine çıkabilir. Açlık veya tokluk sırasında uygulanabilir.
Tiroglobulin (Tg):
Hipertiroidili hastaların tümünde yüksek olarak bulunur.
Hipertiroidi tanısı nasıl konur?
Daha önce sözü edilen belirti ve semptomların bir kısmının bulunması, tiroit hormon düzeylerinin yüksek olması ve düşük TSH düzeyi ile hipertiroidi tanısı kolaylıkla konur. Radyoaktif uptake testi ve tiroit sintigrafisi ile hipertiroidi nedenleri arasında ayırıcı tanı yapılabilir. Ayırıcı tanı yapılması oldukça önemlidir. Çünkü hipertiroidi nedenine göre değişik tedavi yöntemleri mevcuttur.
Hipertiroidi nasıl tedavi edilir?
Hastalığı oluşturan sebebe ve hastalığın ciddiyetine göre tedavi değişir. Meselâ, geçici hipertiroidi vakalarında (tiroiditlerde) semptomatik tedavi (antienflamatuvarlar veya beta blokerler) uygulanır. Tiroidit sonucu oluşan hipertiroidi vakaları Tiroiditler bölümünde anlatılmıştır.
Diğer yandan kalıcı hipertiroidi oluşturan Basedow-Graves hastalığı, toksik otonom fonksiyone eden tiroit nodülleri ve toksik multinodüler guatr kesin tedavi gerektirir. Subklinik hipertiroidi, yaşlı hastalarda atrial fibrilasyona neden olacağından tedavi edilmesi gerekir.
Bazı ilaçlar sadece hipertiroidi semptomlarını tedavi etmek için kullanılır. Bu ilaçların direkt tiroit fonksiyonları üzerine etkisi yoktur. Mesela, beta-blokerler (dideral, beloc, trasicor...) kalp hızını ve titremeyi azaltan ilaçlardır. Bu ilaçlar bronşlarda spazma neden olduğundan astımı olan hastalar bu ilaçları kesinlikle kullanmamalıdır. Bazı hastalarda sinirlilik ve uykusuzluk ön plandadır. Bu nedenle bu hastalara sinirleri yatıştırıcı ilaçlar verilir.
Basedow-Graves hastalığında kaç türlü tedavi yöntemi mevcuttur?
Bu hastalıkta üç türlü tedavi yöntemi mevcuttur.
· Antitiroit tedavisi (Propycil, Tramazol tedavisi)
· Cerrahi tedavi (tiroidektomi)
· Radyoiyot tedavisi (atom tedavisi)
Basedow-Graves Hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Bu hastalığın tedavisinde öncelikle aşağıdaki bilgileri göz ardı etmemek gerekir:
· Tedavi yapılmayan hastalarda semptom ve belirtiler azalıp artarak yıllarca sürebilir
· Tedavisiz vakalarda uzun yıllar sonra hipotiroidi gelişir, yani tiroit fonksiyonlarını tamamen kaybeder.
· Göz bulguları (ekzoftalmi) ile Graves hipertiroidisi birbirinden tamamen ayrı olarak seyreder. Başarılı bir hipertiroidi tedavisinden sonra bile göz bulguları kendi seyrini takip eder.
Antitiroit ilaçlarla tedavi hangi durumlarda ve nasıl yapılır?
Türkiye'de iki çeşit Antitiroit ilaç mevcuttur: Propycil ve Thyramazol. İki ilaç da tiroit hormon yapımını engeller. Antitiroit ilaçlar hipertiroidide remisyon varlığına dayanılarak kullanılır. Remisyon, hastalığın geçici olarak ortadan kalktığı ve hastanın normale döndüğü zamana denir. Tedavi edilmeyen bazı Graves hastalarında hastalık geçici olarak iyileşebilir. Ancak daha önceden hangi hastada remisyon olacağını ve remisyonun ne kadar sonra sonlanacağının bilinmesi mümkün değildir.
Antitiroit tedavi ile ancak %30 hasta remisyona girebilir. En yüksek remisyon bir veya iki yıllık antitiroit tedavisinden sonra ortaya çıkar. Geri kalan %70 hastada ise ilaç kesildikten sonra hipertiroidi tekrarlar. Hastalığın tekrarlaması durumunda radyoiyot veya cerrahi tedavi uygulanır:
· Antitiroit tedavi, küçük guatrlarda ve orta şiddetteki hipertiroidide kullanılır.
· Propycil kullanılması durumunda ilaç her 8 saatte bir, Thyramazol kullanılması durumunda ise ilaç günde bir kez alınır.
· Antitiroit tedaviden sonra ötiroit durumu bir buçuk-iki ay sonra sağlanabilir
· Remisyon sağlamak için ilaçlar genellikle bir veya iki yıl alınır.
· Antitiroit ilaçlara verilecek cevap hastadan hastaya değiştiğinden hastaların daha sık doktor kontrolü gerekir.
Antitiroit ilaçların yan etkileri nelerdir?
Değişik yan etkileri mevcuttur.
· %6-7 vakada deri döküntüleri ve eklem ağrıları görülür
· %1 hastada çok ciddi bir yan etkisi olan agranulositoz görülür (lökositlerin ortadan kalkması). Bunun belirtileri boğaz ağrısı ve ateştir. Bu durumda hasta derhal ilacı kesmeli ve doktoruna bilgi vermelidir.
· Nadir olarak karaciğer üzerine toksik etkisi olabilir. Bu genelde geçicidir. Ancak seyrek olarak ölüme neden olabilir.
Bazı doktorlar hastalara öncelikle yüksek doz antitiroit ilaç vererek hastayı hipotiroidi durumuna sokmakta ve daha sonra tiroit hormonu (Tefor, Levotiron) vererek hastayı ötiroit hale getirmektedir. Bu tedavi şekline engelleme-yerine koyma yöntemi denir. Bu yöntemin daha etkili olduğu ileri sürülmektedir.
Gebelikte Antitiroit ilaçlar nasıl kullanılmalıdır?
Gebelikte radyoiyot tedavisi bebeğe vereceği zarardan dolayı uygulanmaz.
· Tedavi için antitiroit ilaçlar veya cerrahi seçilir. Ancak gebelikte mümkün olduğu kadar cerrahiden de sakınılması gerekir. Bu nedenle hamile hastalar gözlem altında olmalı veya antitiroit ilaçlarla tedavi edilmelidir.
· Hipertiroidili hamilelerin düşük yapma riski yüksektir.
· Graves hastalığında hipertiroidism hamilelik sırasında kendiliğinden geçebilir.
Propycil gebelikte Thyramazola tercih edilir. Çünkü Propycil'in bir doğum defekti olan aplasia cutis'e neden olması oldukça azdır. Antitiroit ilaçlar plasentadan geçerek çocukta hipotiroidiye ve guatra neden olur. Bu nedenle antitiroit ilaçlar çocukta problem olmayacak şekilde mümkün olduğu kadar küçük dozlarda verilir.
Genel olarak az şikayeti olan hafif şiddetteki hipertirodide antitiroit ilaç vermeden de hamileler izlenebilinir. Çok şikayeti olan ve yüksek hormon düzeyleri bulunan hamilelerde ise antitiroit ilaçlar kullanılır.
Emzirme sırasında antitiroit ilaçlar kullanılabilir mi?
Antitiroit ilaçlar anne sütüne geçerek bebeğin tiroit fonksiyonlarını etkiler. Propycil daha az yoğunlukta süte geçtiğinden Thyramazola tercih edilir. Günde 200mg'dan daha az kullanılan Propycil genelde bebeğin tiroidini etkilemez. Bununla beraber bebeğin tiroit hormonları anne Propycil kullandığı müddetçe zaman zaman ölçülerek kontrol edilmelidir.
Basedow-Graves hastalığında cerrahi tedavi hangi durumlarda ve nasıl uygulanır?
Basedow-Graves hastalığında tiroit cerrahisi önceleri yaygın olarak bütün dünyada uygulanıyordu. 1950'li yıllarda antitiroit ilaçlar kullanılmaya başlandıktan sonra tiroit cerrahisi sayısı giderek düşmeye başladı. Daha sonra radyoiyot tedavisinin etkili ve emin bir tedavi yöntemi olduğu gösterildikten sonra tiroit cerrahisinde dramatik bir düşüş görüldü.
Radyoiyot (halk arasında atom tedavisi olarak biliniyor) tedavisi Basedow -Graves hastalığında halen en fazla tercih edilen tedavi şeklidir. Cerrahi tedavi, ancak aşağıdaki durumlarda Basedow-Graves hastalığında uygulanır.
· Tiroit nodülü bulunan ve kanser şüphesi olan hastalarda
· İkinci 3 ayında bulunan hamile hastalarda
· Çok büyük guatrlarda
Tiroit cerrahisinde uygulanan yönteme tiroidektomi denir. Bu yöntemde tiroit glandının %90 kadarı çıkarılır. Geri kalan doku bazen tiroit antikorları (TRab) tarafından uyarılarak hastalık tekrar nüksedebilir. Diğer yandan radyoiyot ile tedavi edilen hastalarda nüks olma ihtimali çok daha azdır.
Cerrahi tedavi öncesi hastalar, beta blokerlerle, iyotla veya antitiroit ilaçlarla tiroidektomiye hazırlanır. Hazırlık için bazen her üç tedavi de birlikte kullanılır. Cerrahi girişim, hasta ötiroit duruma, yani tiroit hormonları normal düzeylere getirildikten sonra uygulanır. Bunun için ortalama 2 ay gerekir. Hasta ötiroit duruma getirilmeden cerrahi girişimin uygulanması tiroit krizi denilen ve hayatı tehdit eden duruma neden olur. Tiroit krizi, ayrıca, enfeksiyonlarda ve ağır geçirilen diğer hastalıklarda da görülebilir.. Kriz sırasında hastada yüksek ateş, bulantı, kusma, ishal, vücuttan su eksilmesi, akli bozukluk ve 150 dak üzerinde çarpıntı görülür. Bu durumdaki hastalar yoğun bakıma alınarak tedavi edilir.
Hipertiroidili hastalara genelde iyotlu yiyeceklerin verilmesi hastalığın şiddetlenmesine, hatta bazı hastalarda hipertiroidism oluşmasına neden olur. Bununla beraber, çok fazla miktardaki iyot 10 günden az kullanıldığı takdirde tiroit hormon salgılanmasını önler. Cerrahi girişim öncesi hastalara fazla miktarda iyot verilmesinin esas nedeni budur.
Cerrahi tedaviye hazırlık nasıl yapılır? Hastanede ne kadar kalınır?
Cerrahi tedavi için öncelikle hastalar ötiroit duruma getirilir. Bunun için T-3, T4 ve TSH hormonları normal düzeye indirilir. Hastalar aç durumda iken sabah hastaneye yatırılır ve cerrahi girişim için bazı tetkikler yapılır ( kan şekeri, EKG, tele radyografi, pıhtılaşma ve kanama testleri ...). Hasta ayrıca anestezi doktoru tarafından muayene edilir. Daha sonra hasta ameliyathaneye alınır. Hastanın hastanede kalma süresi genelde 36 saat bazen ise 2 gündür.
Cerrahi girişim sırasında neler olur?
Hasta uyutulduktan sonra ameliyathanede önce boyun alt kısmından cilt 7-8cm uzunluğunda kesilerek tiroit glandı bütünüyle dışarı alınır ve subtotal tiroidektomi uygulanır. Bunun için bir lob, istmus ve diğer lobun büyük bir kısmı çıkarılır. Operasyon 1-2 saat içinde bitirilir.
Hastada tiroit nodülü mevcutsa ve tiroit kanseri şüphesi varsa operasyon sırasında çıkarılan nodül patologa gönderilir. Operasyon sırasında yapılan bu işleme frozen section denir. Nodül hemen dondurularak kesitler alınır ve mikroskop altında incelenir. Bu sırada doktor patologdan gelecek cevabı ameliyathanede bekler. Gelen cevap kanser ise cerrah hastada total tiroidektomi uygular, yani geri kalan tüm tiroit dokusunu da çıkarır.
Tiroidektomiden sonra çıkarılan doku daha iyi şartlarda patolog tarafından tekrar incelenir. Bu inceleme frozen section'dan çok daha iyi sonuç verir. Frozen section da yanılgı ihtimali vardır.
Operasyon tamamlandıktan sonra hasta ayılıncaya kadar gözlem odasında kalır. Odasına gönderildikten sonra yemek yiyebilir ve ziyaretçilerini kabul edebilir. Yara yerine ameliyat sonucu meydana gelen sıvıların dışarı çıkması ve şişlik yapmaması için konulan dren denilen boru genelde 24 saat sonra çıkarılır. Total tiroidektomi yapılmışsa kandaki kalsiyum zaman zaman ölçülerek paratiroit glandına bir zarar olup olmadığı araştırılır. Hasta taburcu olacağı zaman ağrıları için ağrı kesiciler verilir. Tiroit ilaçları için ilgili doktora sevk edilir. İyileşme hastadan hastaya değişir. Genelde bir -iki hafta içinde hasta işine dönebilir.
Cerrahi tedavinin komplikasyonları nelerdir?
Tiroidektomi tecrübeli operatörler tarafından yapıldığı zaman komplikasyon görülmesi çok nadirdir. Komplikasyonlar, genelde tecrübesiz cerrahlar tarafından yapılan operasyonlarda ve özelikle subtotal ve total tiroidektomilerden sonra sıklıkla görülür. Bu nedenle, hasta, bu hususta doktorunun önerdiği deneyimli cerrahları tercih etmelidir. Tiroidektomiden sonra görülen komplikasyonlar :
- Hipoparatiroidi.
Bu komplikasyon iki şekilde görülür: Geçici ve kalıcı - Geçici hipoparatiroidi
Tiroit glandı alt ve üst kısımlarında buluna paratiroit glandlarının operasyon sırasında zedelenmesi sonucu oluşur. Paratiroit glandları salgıladıkları parathormon ile kandaki kalsiyumu kontrol eder. Zedelenme sırasında kan kalsiyumu düşer . Buna hipokalsemi denir. Bu sırada hasta, dudak, kol ve bacaklarında karıncalanma hisseder. Şayet kalsiyum çok düşerse hayatı tehdit edici soluk borusu spazmı meydana gelebilir. Bu durum oluşmadan önce hastaya damar veya ağızdan kalsiyum verilir. Geçici hipokalsemi birkaç gün veya hafta içinde kendiliğinden geçer. - Kalıcı hipoparatiroidi
Bazen bütün paratiroit glandları operasyon sırasında çıkarılır veya çok zedelenebilir. Bu durumda kalıcı hipoparatiroidi oluşur. Tedavi edilmeyen hipoparatiroidi adale kasılmalarına, konvulsiyonlara ve katarakta neden olur. Bunun için hastaya hayat boyu kalsiyum ve D vitamini preparatları verilmesi gerekir. - Ses tellerinin zedelenmesi
Ses tellerini kontrol eden sinirler (rekurrent larengeal sinir) tiroit glandı yanından geçer. Bunlardan birinin zedelenmesi hastanın boğuk ve kısık ses çıkarmasına neden olur. Nadir olarak iki sinir de zedelenebilir . Bu durumda kısık ses ve soluk alma zorluğu görülür. Bunun için boyundan soluk borusuna delik açılarak hastanın nefes alması sağlanır. - Ameliyat yerinde iz kalması
Özellikle hanım hastalar boyun bölgesinde çok az iz kalması için doktordan operasyonun estetik olarak yapılmasını isterler. Gerçekten tecrübeli doktorlar tarafından yapılan tiroidektomi operasyonlarından sonra boyun bölgesinde birçok hastada çok az yara izi kalır. Ancak bazı hastalarda yapılan operasyonlarda doktor ne kadar tecrübeli olursa olsun yara izinin oldukça belirgin olduğu hatta bazı hastalarda neredeyse parmak kalınlığında yara izinin kaldığı görülür. Buna keloid denir. Bu durum cildi çok hassas hastalarda görülür. Çok defa hastalar bu bölgede hafif ağrı duyarlar ve yakalı elbise giymekte zorluk çekerler. Birçok hasta maalesef bunu bir doktor hatası olarak algılamaktadır. Tedavi için yumuşatıcı ve kortizonlu kremler verilir. Gerekirse lokal kortizon enjeksiyonları yapılır.
Operasyon sonrası hastalar nasıl takip edilir?
Birçok hasta tiroidektomiden sonra hastalığının tamamen geçtiğine inanmakta ve doktorun takibine ihtiyaç duymamaktadır. Halbuki bu hastaların ömür boyu periyodik olarak takip edilmesi gerekir. Özellikle operasyon sonrası geri kalan dokunun yeterli olup olmadığı yani hastanın ilaca ihtiyacının olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha sonra nüks olup olmayacağının anlaşılması için hasta takip edilmelidir.
Basedow-Graves hastalığında radyoiyot (atom) tedavisi nasıl uygulanır?
Radyoiyot tedavisi Basedow-Graves hastalığında en sık uygulanan bir yöntemdir. Bu tedavi ile ilgili bilgiler için Radyoiyot (atom) tedavisi bölümüne bakabilirsiniz.
Tiroit Hastalıklarında
Radyoiyot(atom) Tedavisi
- Radyoiyot tedavisi (atom tedavisi) hangi tiroit hastalıklarında uygulanır?
- BASEDOW - GRAVES HASTALIĞINDA RADYOİYOT (ATOM) TEDAVİSİ
- Radyoiyot nasıl bir maddedir, özellikleri nelerdir?
- Radyoiyot nasıl verilir?
- Radyoiyot kimlere verilmez?
- Radyoiyot verilmeden önce nelere dikkat etmelidir?
- Radyoiyot nasıl etki eder?
- Radyoiyot verilmezden önce hastaya hangi testler uygulanır?
- Radyoiyot tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi uygulanır mı?
- Radyoiyot tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi uygulanır mı?
- Radyoiyot tedavisinden ne kadar zaman sonra hamile kalınabilir?
- Radyoiyot tedavisinden sonra ne olur?
- Basedow-Graves hastasının normal hale gelmesi için kaç radyoiyot tedavisi gerekir?
- Radyoiyot tedavisinden sonra hastalar ne zaman normale döner?
- Radyoiyot tedavisinden sonra oluşan hipotiroidi hasta için bir dezavantaj mı?
- Radyoiyot tedavisinden sonra hastalar nasıl takip edilir?
- Basedow-Graves hastalığında antitiroit ilaçlar dışında ilaç tedavisi mevcut mudur?
- Basedow-Graves göz hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
- Toksik otonom fonksiyone eden tiroit nodülü ve toksik multinodüller guatr nasıl tedavi edilir?
- Diğer hipertiroidilerde tedavi nasıl olur?
- Çocuklarda hipertiroidi nasıl tedavi edilir?
Radyoiyot tedavisi (atom tedavisi) hangi tiroit hastalıklarında uygulanır?
Radyoiyot tedavisi, aşağıdaki tiroit hastalıklarında uygulanır:
- Basedow-Graves hastalığında,
- Otonom çalışan toksik nodüllerde
- Toksik multinodüler guatrda
- Tiroit kanserlerinde
BASEDOW - GRAVES HASTALIĞINDA RADYOİYOT (ATOM) TEDAVİSİ
Radyoiyot tedavisi, halk arasında "Atom tedavisi" olarak bilinmektedir. Bu tedavi, yaklaşık 60 yıldan beri başarılı bir şekilde Basedow-Graves hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Basit, etkili, güvenilir ve diğer tedavi yöntemlerine göre nispeten daha ucuz olması nedeni ile Amerika'da Basedow-Graves hastalığının tedavisinde en fazla tercih edilen yöntemdir. Ülkemizde de son zamanlarda en sık tercih edilen tedavi yöntemidir.
Radyoiyot ağızdan verildikten sonra en fazla tiroit dokusu tarafından tutulur. Ayrıca tükürük bezlerinde tutularak ağız boşluğuna ifraz edilir. Büyük kısmı böbrek tarafından mesaneye atılır. Çok az bir kısmı ise ter bezleri ve mide sekresyonları ile vücudu terk eder. Basedow-Gaves hastalığında tiroit glandının radyoiyodu tutma özelliği çok artmış, diğer organlara giden radyoiyot miktarı ise oldukça azalmıştır. Bu nedenle, bu hastalıkta radyoiyodun etkisi daha çok tiroid üzerine olur.
Genellikle, bazı hastalara en iyi tedavi şeklinin radyoiyot olduğu söylendiği zaman hemen tepki göstermekte ve radyoiyot tedavisini hemen reddetmektedir. Bu durum, hastanın daha önce edinmiş olduğu yanlış bilgilerden kaynaklanmaktadır. Öncelikle atom kelimesi radyasyonu çağrıştırarak hastada korku uyandırmaktadır. Bazı hastalar ise radyasyonun kansere yol açacağına inanmakta ve etrafındakileri de inandırmaya çalışmaktadır. Halbuki hiçbir hasta şimdiye kadar bu tedavi ile kanser olmuş veya çocuğu olamamış tek bir örnek gösterememiştir. Sadece onlar "Atom tedavisi duyduğumuza göre tehlikelidir" demekle yetinmektedir. Radyoiyot tedavisi görecek hastalar öncelikle aşağıdaki doğru bilgileri öğrenmelidir. Radyoiyot,
· kansere neden olmaz
· çocuk yapımını engellemez
· hamilelikten önce uygulanmışsa hastaların çocuklarında sakatlığa veya kansere neden olmaz
· ailenin diğer fertlerine zarar vermez
Radyoiyot nasıl bir maddedir, özellikleri nelerdir?
Radyoiyot, beta ve gamma ışını yayan radyoaktif bir maddedir. Yarılanma ömrü bir haftadır. Memleketimizde üretilmediği için yabancı ülkelerden ancak yetkili firmalar tarafından getirtilmektedir. Yaymış olduğu beta ışınları sayesinde tiroiddeki aşırı çalışan hücreleri ortadan kaldırır. Gamma ışınları kullanılarak gamma kameralar ile vücuttaki dağılımı incelenir. Renksiz, kokusuz ve tadı olmayan bir maddedir.
Yan etkileri oldukça azdır.
Radyoiyot nasıl verilir?
Radyoiyot, bir bardak su içerisinde sıvı şeklinde veya kapsül şeklinde hastaya içirilir. Önce nükleer tıp teknisyeni veya doktor tarafından özel bir odada ve kurşun bir cam arkasında verilecek miktar hazırlanır. Hazırlanan solüsyonu veya kapsülü hasta kurşun cam arkasından alarak içer. Radyoiyot solüsyonunu içilirken bir damlasının dahi yere dökülmemesine özen gösterilir.
Radyoiyot kimlere verilmez?
Radyoiyot, hamile kadınlar dışında her hastaya verilebilir. Ancak emzikli kadınların tedaviden önce bebeklerini sütten kesmeleri gerekir.
Ayrıca, nodülü olan ve kanser şüphesi olan hastalara nodül ince iğne aspirasyon biyopsisi ile değerlendirilmeden ve baskı yapan çok büyük guatrlarda radyoiyot verilmez.
Radyoiyot tedavisine karar verilmiş ancak yapılan radyoiyot uptake testinde çok düşük değerler bulunan hastalara uptake testi düzelinceye kadar radyoiyot verilmez.
Radyoiyot verilmeden önce nelere dikkat etmelidir?
Radyoiyot etkisini gösterebilmesi için tiroit glandında tutulması gerekir. Bu nedenle tutulumunu etkileyecek maddelerden hasta sakınmalıdır. Bu maddeler iyot içeren maddelerdir. Bunlar,
· İyotlu tuz,
· Deniz ürünleri (balıklar),
· Yaralara tentürdiyot sürülmesi,
· Lugol solüsyonu kullanılması,
· İyot içeren öksürük şurupları ve bazı kalp ilaçları ve
· Başka nedenlerle kontrastlı madde kullanılarak film çekilmesi.
Hasta bu gibi maddeleri kullanmışsa uptake testinden önce doktoruna bildirmesi gerekir. İyotlu kontrast maddeler 2-3 ay tiroit glandında radyoiyot tutulumunu etkilemektedir.
Hastaların bilerek veya bilmeyerek almış olduğu iyotlu maddeler sonucu radyoiyot uptake testi düşük olarak bulunmaktadır. Bu durumda alınan iyodun etkisi geçinceye kadar tedavi bir müddet ertelenir.
Radyoiyot nasıl etki eder?
Radyoiyot aktif olarak tiroit hücreleri tarafından tutulur. Tiroidde tutulduktan sonra tiroit hormonlarının yapımına girerek diğer organlardan çok daha uzun müddet tiroit içerisinde kalır. Bu durum, radyoiyot etkisinin en fazla tiroit üzerine olmasını sağlar. Radyoiyot, yaymış olduğu beta ışını sayesinde aşırı çalışan tiroit hücrelerini ortadan kaldırarak etkisini gösterir.
Tükürük bezlerinde, ter bezlerinde ve midede tutulumu oldukça az olduğundan bu organlara zarar vermez.
Radyoiyot verilmezden önce hastaya hangi testler uygulanır?
Önce, hastanın Basedow-Graves hastası olup olmadığı kanıtlanır. Bunun için hasta, biyoşimik (T3, T4, TSH hormonları ve antikorlar), sintigrafik ve klinik olarak değerlendirilir. Radyoiyot verilecek hastaya bundan sonra radyoiyot uptake testi yapılır. Bu test, daha önce de anlatıldığı gibi tiroit glandının iyot tutma yeteneğini gösterir. Ayrıca, verilecek doz miktarının hesaplanmasında da gerekli olan bir testtir. Uptake'in düşük olması hastanın fazla miktarda normal iyot aldığını gösterir. Bu hastalarda uptake testi normale dönünceye kadar geçici olarak radyoiyot tedavisi ertelenir.
Radyoiyot tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi uygulanır mı?
Gerek radyoiyot tedavisi öncesi gerekse sonrası bazı hastalarda belirli bir müddet ilaç tedavisi uygulanabilir. Çok ağır hipertiroidisi olan hastalarda tedavi öncesi veya tedaviden 48 saat sonra tiroit hormon yapımını engellemek amacı ile propycil veya thyramazol tedavisi uygulanır. Radyoiyot öncesi uygulamalarda uptake testinden 3-7 gün önce ilaç kesilir. Antitiroit tedavi, radyoiyot etkisini gösterinceye kadar hastalığın daha rahat geçirilmesini sağlar.
Radyoiyot tedavisinden sonra nelere dikkat edilmelidir?
Tükürük bezinden salya yolu ile ifraz edilen veya yine böbrekler tarafından atılan radyoiyot miktarının zararlı olduğuna dair herhangi bir bulgu olmadığı halde, yine de çevredekilerin boşuna radyasyon almamaları için aşağıda belirtilen birtakım tedbirlerin alınması gerekir.
· Radyoiyot içildikten sonra hasta 3 veya 4 gün hamile kadınlara, bebeklere yaklaşmamalı ve kucağına alıp sevmemelidir.
· Tuvalete çıktığı zaman sifonu iki kez çekmelidir.
· Kullandığı çatal, kaşık, tabakları ve havluları bir hafta kadar ayrı tutmalıdır
· Bir iki gün ayrı yatmalıdır.
Radyoiyot tedavisinden ne kadar zaman sonra hamile kalınabilir?
Verilen radyoiyot miktarı doğum anomalilerine ve doğan çocuklarda sonradan kansere neden olmadığı halde hasta normale dönünceye kadar yine de bir tedbir olarak hamile kalmaması önerilir. Hem hipotiroidi, hem de hipertiroidi hamileliğin oluşmasını önler ve düşüğe neden olur. Hastaların normal hale gelmesi 6-12 aylık bir süre gerektirir. Bu süre zarfında hastaların hamile kalmamaları önerilir.
Radyoiyot tedavisinden sonra ne olur?
Radyoiyot tedavisi uygulanan hastalarda esas amaç hastaları ötiroit duruma yani normale getirmektir. Ancak bu her zaman olmayabilir. Bunun nedeni verilen radyoaktif iyodun etkisinin değişik nedenlere bağlı olmasından kaynaklanır. Bu etki tiroit glandının büyüklüğüne, uptake miktarına, verilen radyoiyodun miktarına ve tiroit glandının radyasyona vereceği cevaba bağlıdır. Dolayısıyla, tedaviden sonra aşağıdaki üç durumdan biri ortaya çıkabilir:
· Hasta normale döner
· Hipotiroidi gelişir
· Hipertiroidi devam eder
Basedow-Graves hastasının normal hale gelmesi için kaç radyoiyot tedavisi gerekir?
İlk tedavide %70 hasta ötiroit hale gelir. Geri kalan hastalar için ikinci veya üçüncü tedavi gerekebilir. Çok nadir olarak 4. dozu alan hastalar da olabilir. Ötiroit hale gelmeyen hastaları için 3-6 ay sonra ikinci doz verilir.
Radyoiyot tedavisinden sonra hastalar ne zaman normale döner?
En sık sorulan sorulardan biridir. İyileşme hastalığın şiddetine göre değişir. Genellikle bir buçuk ay içinde tiroit hormon üretimi düşer ve hasta rahatlar. Ancak birçok hasta 3-6 ay içinde normal (ötiroit) duruma gelir veya hastada hipotiroidi gelişir.
Radyoiyot tedavisinden sonra oluşan hipotiroidi hasta için bir dezavantaj mı?
Radyoiyot tedavisinden sonra bazı hastalarda hipotiroidi gelişir. Hipotiroidi, fazla miktarda tiroit dokusunun radyoiyot tarafından ortadan kaldırılması sonucu oluşur. Bu, ilk bakışta hastaya bir dezavantaj olarak görülebilir. Ancak unutmamak gerekir ki, tedavi edilmemiş Basedow-Graves hastalarında da 10 veya 20 yıl içinde hipotiroidi gelişir. Dolayısıyla, radyoiyot tedavisinden sonra gelişen hipotiroidi pek önemli olmamakta sadece biraz erken ortaya çıkmaktadır. Aynı durum cerrahi tedavi için de geçerlidir. Cerrahi tedavide fazla miktarda tiroit dokusunun çıkarılması hipotiroidiye neden olur.
Bazı doktorlar, hastaya yüksek doz iyot vererek 6 ay içinde hipotiroidiye girmesini sağlarlar. Böylece hastaların daha az sıklıkla doktora gitmesi sağlanır. Hipotiroidi, hipertiroidiye nazaran çok daha az komplike bir hastalıktır ve tedavisi oldukça basittir.
Radyoiyot tedavisinden sonra hastalar nasıl takip edilir?
Hastalar belirli aralıklarla (1.5-2 ay süre ile ) doktor tarafından takip edilir. Takip süresi hasta ötiroit veya hipotiroidi oluncaya kadar aynı sıklıkla devam eder. Normal duruma gelen hastalar 6 veya 12 aylık süreler ile ömür boyu takip edilir.
Basedow-Graves hastalığında antitiroit ilaçlar dışında ilaç tedavisi mevcut mudur?
Antitiroit ilaçlar (propycil, thyramazol) dışında çok nadir olarak steroidler, iyot, iyot içeren kontrastlı maddeler, perklorat ve lithium kullanılabilir. Astım hastalığı olan ve beta bloker alamayan hastalarda kalsiyum kanal blokerleri de kalp hızını azaltmak için tercih edilebilir.
Basedow-Graves göz hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Basedow-Graves göz hastalığının tedavisi, bu hususta tecrübesi olan göz hekimleri tarafından yapılır.
Daha önce de belirtildiği gibi göz hastalığının seyri hastadan hastaya değişir. Bunu daha önceden saptamak mümkün değildir. Göz hastalığının aktif fazı 18-24 ay sürebilir. Bu periyod içinde hastalığın bulgu ve semptomları önemli derecede değişim gösterir. Bu nedenle, bu periyot içinde herhangi bir müdahalenin hastaya yararı olmayacaktır. Ancak görme kaybı söz konusu olan ciddi göz hastalığında bütün tedavi olanakları kullanılır.
Aktif faz denilen enflamasyon fazında hastalara sadece semptomatik tedavi uygulanır. Hastaların öncelikle aşağıdaki önerilere uyması gerekir.
· Hasta sigara içmemelidir
· Dumanlı yerlerden kaçınmalıdır
· Güneş gözlüğü kullanmalıdır
· Uyurken gözlerini bezle kapatmalıdır
· Yüksek yastık kullanmalıdır
· Çift görmemek için bir gözünü kapatmalıdır
· Güneş ışınlarından sakınmalıdır
· Sentetik göz yaşı kullanmalıdır
· Lens kullanmamalıdır
· Diüretik alınarak göz kapaklarındaki şişkinlik önlenmelidir
Ciddi enflamasyon sırasında kortizon veya radyasyon tedavisi uygulanır. Çok ciddi durumlarda bu fazda cerrahi tedavi de uygulanabilir. Bu tedavi şekilleri ayrı ayrı veya birlikte kullanılabilir.
Göz enflamasyonu ortadan kalktıktan sonra göz kapağı çekilmesini, göz etrafındaki şişkinlikleri ve çift görmeyi tedavi etmek için cerrahi girişim uygulanır. Cerrahi girişimi, plastik cerrahlar ve göz hekimleri birlikte uygular.
Toksik otonom fonksiyone eden tiroit nodülü ve toksik multinodüller guatr nasıl tedavi edilir?
Toksik otonom nodüller normalden fazla tiroit hormonu üreterek hipertiroidi meydana getirirler. Nodüller birden fazla ise buna toksik multinodüller guatr denir. Bu nodüllerin tedavisinde aşağıdaki yöntemlerden biri uygulanır:
· Cerrahi tedavi
· Radyoiyot tedavisi
· Antitiroit ilaç tedavisi
· Etanol enjeksiyonu
Bu hastalıklarda en sık kullanılan tedavi yöntemleri cerrahi ve radyoiyot tedavisidir. Cerrahi tedavide, tek nodül ise nodül çıkarılır, tiroidin diğer kısımlarına dokunulmaz. Ancak toksik multinodüller guatr mevcutsa, tiroidin tamamına yakını çıkarılır. Daha sonra hastaya T4 hormon tedavisi uygulanır.
Toksik nodül veya nodüller çok büyük değilse ve hastada baskı yapmıyorsa radyoiyot en iyi tedavi şeklidir. Radyoiyot sadece fonksiyone eden nodüller tarafından tutulduğundan normal tiroit dokusuna etkisi çok az olur. Bu nedenle, bu hastaların çok az bir kısmı radyoiyot tedavisinden sonra hipotiroidiye girer. Radyoiyot, hamilelikte ve emziren kadınlarda sakıncalıdır. Bu nedenle radyoiyot verilmezden önce hastaların gebelik testi ile hamile olup olmadıkları kanıtlanmalıdır.
Etanol enjeksiyonu, yeni bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide, nodül içerisine haftada bir defa olmak üzere 5-6 kez etanol enjeksiyonu yapılır. Böylece nodül ortadan kaldırılmış olur. Çok nadir olarak enjeksiyon sırasında ağrı, geçici olarak ses değişikliği veya ateş gibi yan etkileri görülebilir.
Diğer hipertiroidilerde tedavi nasıl olur?
En sık rastlanan hipertiroidi nedenleri Basedow-Graves hastalığı, toksik otonom çalışan tiroit nodülü ve toksik multinodüller guatrdır. Bunların dışında çok nadir olarak hipofiz tümörleri, struma ovari, hidatiform mole, koriokarsionoma,hiperemesis gravidarum, fazla miktarda iyot veya tiroit hormonu alımı hipertiroidi nedeni olabilir. Bu durumlarda tedavi sebebe yönelik olarak yapılır. Mesela, hipofiz tümörlerinde cerrahi tedavi ile, fazla miktarda iyot ve tiroit hormonu alımlarında etkenin ortadan kaldırılması ile tedavi sağlanır.
Çocuklarda hipertiroidi nasıl tedavi edilir?
Graves hastası olan annelerden plesanta yolu ile çocuklarına TSH reseptör antikorları (TRab) geçer ve yeni doğan çocuğun tiroidini uyararak neonatal hipertiroidiye neden olur. Neonatal hipertiroidi geçici bir hastalıktır . Çocuk anneden geçen TRab'ı metabolize ettikten sonra hastalık ortadan kalkar.
Çocuklardaki hipertiroidinin en sık nedeni Basedow-Graves hastalığıdır. Ergenlik çağı öncesi hipertiroidi oldukça nadirdir. Bu çağdaki çocuklarda hipertiroidinin tanı ve tedavisi ergenlik sonrasına nazaran daha zordur. Çocuklardaki büyüme ve gelişme iyice kontrol edilmelidir. Bunun için TSH ve tiroit hormon seviyelerini normal sınırlarda tutulması gerekir. Bu nedenle ilaç tedavisinde hastanın ilaçları daha sık aralıklarla ayarlanır.
Eskiden çocuklarda Basedow-Graves hastalığında Antitiroit tedavi tercih edilen bir yöntemdi. Radyoiyot kullanılmasında ise çekimserlik söz konusu idi. Ancak radyoiyot verilen çocuklarda yapılan birçok çalışmada bu maddenin
· kansere neden olmadığı,
· çocuk yapımın etkilemediği ve
· doğum bozukluklarına
neden olmadığı gösterildikten sonra radyoiyot tedavisi en sık tercih edilen yöntem olmuştur.
Basedow-Graves veya Hashimoto hastalığı olan anne ve babalar çocuklarında da aynı hastalıkların görülebileceğini düşünmeli ve çocuklarını herhangi bir kuşku durumunda muayene ettirmelidir.
Meme Hakkında Sık Sorulan Sorular
IÇINDEKILER
Meme kanseri ile ilgileniyorsaniz,
1.Bende meme kanseri olmasi olasiligi nedir?
2.Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?
3.Meme sagligimi kontrol etmek için ne yapmaliyim?
4.Bir meme problemi için ne zaman doktora gitmeliyim?
5.Mememde bir kitle veya meme basindan akinti oldugu zaman ne yapmaliyim?
6.Ailemde meme kanserli birinin varligi bende meme kanseri olmasi sansini ne kadar etkiler?
7.Kistik hastalik nedir ve bende meme kanseri gelismesi riskini nasil etkiler?
8.Bana igne biyopsisi (igne aspirasyonu) yapacaklar. Bunun anlami nedir?
9.Tümör yerinin igne ile belirlenmesi ne demektir?
10.Açik cerrahi biyopsi ne demektir?
Size meme kanseri tanisi konmussa,
11.Ölecekmiyim?
12.Kendimi altüst olmus hissediyorum.Bir takim kararlar vermek son derece güç.Ne yapmaliyim?
13.Ne tip bir meme kanserim var ve bu ne anlama geliyor?
14.Lenf nodlarim pozitifmis.Bunun anlami nedir?
15.Doktorum bana sadece tümörün çikarilmasi veya memenin alinmasi arasinda bir tercih yapmami söyledi. Kararimi neye göre vermeliyim?
16.Doktorun rasyasyon tedavisine ihtiyacim oldugunu söylüyor.Neden ve bu tedaviden ne beklemeliyim?
17.Kemoterapi nedir?Yan etkileri nelerdir?
18.Hormon tedavisi nedir ve neden doktorum bu tedaviyi almami öneriyor?
19.Deneysel klinik tedaviyi düsünmelimiyim?
20.Lenf ödem nedir ve bu problemi en aza indirmek için neler yapabilirim?
21.Simdi tedavim bitti.Bundan sonra nasil bir tedavi almaliyim?
22.Simdi tedavim bitti.Kendimi kanser tekrar gelecek diye beklerken veya tedavi fayda etmeyecek diye korkarken buldum.Bu normal mi?
Meme kanseri nüksü veya uzak yayilimi tanisi konmussa
23.Bana lumpektomi sonrasinda gögüs duvari veya kesi izinde lokal nüks tanisi konuldu.Tedavimin tercihlerim ne olacaktir?
24.Bana metastaz tanisi konuldu.Tedavi tercihlerim ne olacaktir?
25.Bu olay oldugu için çok kizginim ve moralim çok bozuk.Ne yapabilirim?
1.Bende meme kanseri olmasi olasiligi nedir?
Meme kanseri riskini tanimlamak için kullanilan istatistiklerle insanin kafasinin karışmasi son derece dogaldir.Pek çok insan herhangi bir zaman meme kanseri tanisi konmasi olasiliginin dokuzda bir oldugunu düsünür. Bu insanlar sekiz baska insanla ayni odada bulunduklari takdirde , o yil içinde içlerinden birinin meme kanseri olacagini sanir. Bu gerçek degildir. Çogunlukla kullanilan dokuzda bir istatistigi bir kadin için bir yil içindeki riski degil, tüm yaşam boyu riskini belirler. Bu da örnegin kadinlar için ortalama yasam suresi 70 kabul edilirse, bu yasa gelinceye kadar ki risk dokuzda bir anlamini tasimaktadir. Bunu bu sekilde ortaya koyduktan sonra belirli yas gruplari için hastaliga yakalanma riskini bilmek anlam kazanmaktadir.
Herhangi bir yas için meme kanseri gelismesi riski asagidaki gibidir.
30 yasin altinda 5900 kadinda bir
31-35 yas arasi 2300 kadinda bir
36-40 yas arasi 1200 kadinda bir
41-50 yas arasi 590 kadinda bir
51-60 yas arasi 420 kadinda bir
61-70 yas arasi 330 kadinda bir
71-80 yas arasi 290 kadinda bir
2.Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?
a)Yas: Meme kanserlerinin büyük bir çogunlugunda ilk tani 50 yasin üstündedir.
b)Aile hikayesi: Bir veya daha fazla birinci derece akrabada meme kanserinin varligi önemli bir risk faktörüdür. Birinci derece akrabalar anne, kiz çocugu ve kizkardestir.
c)Hiç dogum yapmamis olmasi veya ilk dogumu 30 yasindan sonra yapmis olmasi
d)Ilk adet görme yasinin küçük (12 yasindan önce) olmasi
e)Adetten kesilme yasinin yüksek (55 yasindan sonra) olmasi
f)Sismanlik
g)Diger memede kanser olmasi
h)Gögüs duvarina önemli derecede radyasyon almis olmak
i)Daha önceden tani konmus rahim veya yumurtalik kanserinin varligi
Diger olasi risk faktörleri arasinda alkol alimi, uzun yillar dogum kontrol hapi kullanilmasi, menopozda sonra östrojen kullanilmasi sayilabilir. Bu sayilanlarla meme kanseri gelisimi arsindaki iliski tam olarak belgelenmis degildir.
3.Meme sagligimi kontrol etmek için ne yapmaliyim?
a)Düzenli olarak meme filminizi çektirin. Dünyada en çok kabul gören uygulama 40 yas civarinda ilk meme filminin çekilmesi ve bunun 50 yasina kadar iki yilda bir, 50 yasindan sonra her yil tekrarlanmasidir.
b)Düzenli olarak doktor kontrolundan geçin. Eger 40 yasin üzerindeyseniz doktorunuz tarafindan yilda bir kez meme muayenenizin yapilmasi gereklidir. Meme muayenesi olagan saglik kontrolunun bir parçasidir.
c)Kendi memenizi ayda bir kez kontrol edin.
4.Bir meme problemi için ne zaman doktora gitmeliyim?
Eger kendi vücudunuzu ve memenizi taniyorsaniz normal olmayan birseyler oldugunda bunun kolayca farkina varabileceksiniz demektir.Unutmayin ki pek çok kadinda memeler adet dönemlerinde dogal olarak degisiklikler göstermektedir. Yani adet yaklasirken memelerde hassasiyet ve büyüme olmasi hatta içinde bazi küçük kitlelerin ele gelmesi pekçok kadin için normal bir durumdur. Bir kadinin ilk defa kendi kendine meme muayenesi yapmasi esnasinda saskinliga düsmesi normaldir.Çünkü kendi memesi için neyin normal oldugunu söyleyebilmek güçtür. Zaman geçtikçe memenin içindeki hangi kitlelerin normal oldugunu anlayacak ve eger bir kitle mevcutsa bunun
yeni bir kitle oldugunu hemen bilebilecektir. Degisik büyüklük ve kivamda veya daha önce olmayan yeni bir kitle farkettiyseniz bunu izleyip üzerinden bir adet dönemi geçtikten sonra hala sebat ediyorsa bir doktorun degerlendirmesini isteyiniz.Eger adetten kesildiyseniz doktora müracaat etmekte gecikmeyiniz.
Agri çogunlukla meme kanserinde görülen bir belirti degildir.Agrinin varligi genellikle kistlerin varligiyla veya adet dönemleriyle ilgilidir.
5.Mememde bir kitle veya meme basindan akinti oldugu zaman ne yapmaliyim?
Eger bu durumlar mevcutsa hemen bir doktorun degerlendirmesini isteyin. Bu anilan belirtiler acil hastalik statüsüne girmez, ama mümkün olan en kisa zamanda doktor degerlendirmesi gerektirir. Meme basindan akinti her iki memeden ve süt benzeri ise büyük bir ihtimalle hormonal degisikliklerden kaynaklanmaktadir. Akinti tek memeden ise , kanli veya berrak ise ciddi olabilir. Her iki halde de doktor degerlendirmesi sarttir.
6.Ailemde meme kanserli birinin varligi bende meme kanseri olmasi sansini ne kadar etkiler?
Soyaçekim ile ilgili olan meme kanserleri tüm meme kanserlerinin %10 undan azdir. Diger bir deyisle ailesinde meme kanseri olmayan hastalar çogunluktadir. Eger birinci derece akrabalarinizdan birinde (anne, kiz çocugu veya kizkardes) meme kanseri varsa , sizde de meme kanseri riski yüksek demektir. Eger birinci derece akrabalarin zin bir veya birkaçinda her iki memesinde, özellikle menopozdan önce ortaya çikmis meme kanseri ortaya çikmissa ,
bu durum kalitsal olarak nakledilen meme kanserinin varligini gösteriyor olabilir. Sizin ve ailenizdeki diger kadinlarin meme kanseri risklerinin tesbitinde bir genetik danisman size yardimci olabilir.
Genelde kabul edilen risk artislari su sekilde özetlenebilir;
-Birinci derece bir akrabada premenopozeal dönemde tani konmus tek tarafli meme kanserinde risk artisi normalin üç kati
-Birinci derece bir akrabada postmenopozeal dönemde tani konmus tek tarafli meme kanserinde risk artisi normalin birbuçuk ila iki kati
-Birinci derece bir akrabada premenopozeal dönemde tani konmus iki tarafli meme kanserinde risk artisi normalin dokuz kati
-Birinci derece bir akrabada postmenopozeal dönemde tani konmus iki tarafli meme kanserinde risk artisi normalin üç ila bes kati
7.Kistik hastalik nedir ve bende meme kanseri gelismesi riskini nasil etkiler?
Fibrokistik meme hastaligi halk arasinda çogu artmis meme kanseri riski tasimayan ; içi sivi dolu kistler, nodüler yapida agrili meme ve fibroadenoma denilen iyi huylu tümörü tarif etmek için kullanilir. Komplike olmayan fibrokistik hastalik ve basit fibroadenomlar meme kanseri riskinde artis sözkonusu degildir. Artmis meme kanseri riski ile birlikte olan tek fibrokistik meme hastaligi atipik hiperplazi ile birlikte olanidir. Bunu da süpheli durumda doktorunuzun aldigi parçanin patoloji uzmani tarafindan incelenmesi ortya koyacaktir.
8.Bana igne biyopsisi (igne aspirasyonu) yapacaklar. Bunun anlami nedir?
Bir igne aspirasyonu veya igne biyopsisi yapilacagi zaman doktor ilkönce bir uyusturucu igne ile tespit edilmis olan tümörün üzerindeki deriyi uyusturur. Sonra ucuna enjektör takilmis daha büyük bir igneyle bu uyusturulan bölgeden tümörün içine girilir. Sonra siringanin pistonu geri çekilir ve bazi olgularda siringanin içine meme sivisi dolar. Bu islem esnasinda fazla bir sivi gelmemesi haline sik raslanir ve bu durum meme kanseri vardir anlamina gelmez.
Memedeki kitlenin incelenmesinde birinci asama içinin sivi dolu olup olmadigini degerlendirmektir. Eger kitle tamamen sivi ile dolu ise buna kist adi verilir ve igne aspirasyonu kisti bosaltmak için kullanilir. Eger kitlenin içinde sivi yok ya da kitle sivinin alinmasindan sonra da sebat ediyorsa iki durum sözkonusudur. Birincisi islem esnasinda ignenin
içine gelen tümör hücreleri laboratuara gönderilerek içinde süpheli hücreler olup olmadigi arastirilir. Ikincisi eger hücre alinamadi ya da süpheli hücrelere raslandiysa tümörün yerinden sikarilmasi için hastaya cerrahi biyopsi önerilir.
9.Tümör yerinin igne ile belirlenmesi ne demektir?
Meme filminde süpheli bir kitle belirlendigi zaman bu bazan muayeneyle saptanamayacak veya elle hissedilemeyecek kadar küçük olabilir. Cerrahin süpheli dokunun içinde bulundugu dogru yeri çikarabilmesi için kitlenin nerede oldugunu gösteren bir kilavuza gereksinimi vardir. Igneyle yer belirleme süpheli bölgeye sokulan bir telle tümörün yerinin belirlenmesi için meme filminin kullanilmasidir. Bunun için önceden telin sokulacagi deri uyusturuldugu için islem tamamen agrisizdir. Meme filmi kilavuzlugunda tümörün içine sokulan bir ignenin içinden özel bir tel
geçirilir ve igne çekildikten sonra tel yerinde kalir. Sonra yeniden çekilen bir meme filmi ile telin tümörün içinde oldugu kanitlanir. Cerrah teli bir kilavuz olarak kullanip biyopsi esnasinda süpheli dokunun tamamini çikarir.
10.Açik cerrahi biyopsi ne demektir?
Pekçok hasta için cerrahi biyopsi hastaneye yatirilmayi gerektirmeyen , herhangi bir hastane poliklinigi veya doktor muayenehanesindeki bir küçük ameliyathanede uygulanabilir. Bu küçük operasyon için randevu verilen saatte hastanede olmaniz ve yaninizda müdahale tamamlandiktan sonra sizi eve götgrece bir yakininizin bulunmasi gereklidir.
Cerrahi müdahaleden önce bir anestezi uzmani tarafindan ziyaret edileceksiniz ve damariniza agri tedavisi için bir igne uygulanacak. Cerrahiniz sizi ziyaret ederek yapacagi müdahale hakkinda bilgi verecek ve ardindan tamami bir saati geçmeyecek olan ameliyati yapacaktir. Ameliyat esnasinda cerrah deriye alacagi tümöre yakin ve kozmetik açidan çok iyi sonuç verecek küçük bir kesi yapar.(Örnegin deri renginin degistigi meme basinin kenarina) Memedeki kitle ve etrafindaki bir miktar normal doku çikarilir. Pekçok olguda ameliyathanedeyken tani koymaya yarayan frozen section
denilen bir yöntemle tümör tahlil edilir. Deriye yapilan kesi dikislerle kapatilarak biyopsi islemi bitirilir. Kendinizi oturabilecek kadar iyi hissetmenizi bekleyeceginiz bir yataga alinacaksiniz ve sonra giyinmenize yardim edilecek. Iyilesme döneminizde doktorunuz çikarttigi dokuyla ilgili ilk sonuçlar ve bundan sonra yapilmasi gerekenlerle ilgili bilgi vermek için tekrar yaniniza gelecektir. Bir hafta kadar bir zaman içinde dikisleriniz alinacak ve bu süre içinde
patoloji raporunuz da hazir olacaktir.
11.Ölecekmiyim?
Bu çok sik raslanan bir sorudur ve meme kanseri tanisi konulan her hasta bunu sorar veya en azindan düsünür. Su anda yasaminizi tehdit eden bir hastalikla karsi karsiyasiniz ve endiselenmeniz kadar dogal bir sey olamaz. Fakat sunu da bilin ki meme kanseri için bugün elimizde olan tedavi yöntemleri sayesinde pekçok meme kanserli kadin kanserli hasta olmaktan kurtulup kanserden kurtulan kisi olmustur. Eger kendinizi bu soruya saplanmis hissediyor veya depresyona giriyorsaniz doktorunuzla konusup hastaliginizin sonuçlari ve dogal gidisi hakkinda bilgi edinebilirsiniz.
12.Kendimi altüst olmus hissediyorum.Bir takim kararlar vermek son derece güç.Ne yapmaliyim?
Bu zor dönemi atlatabilmeniz için birçok pratik yöntem vardir. Herseyden önce korkmus oldugunuzu kendinize hatirlatin, çünkü siz kanserli bir hastasiniz ve doktorunuzun söyledigi herseyi duymuyor veya duydugunuz herseyi anlamiyor olabilirsiniz.Bunun üstesinden gelebilmenin bazi yollari sunlardir.
1.Doktora yaninizda biri ile gidin. 2.Doktora giderken yaninizda bir ses kayit cihazi götürün. 3.Doktora giderken aklinizdaki sorulari bir liste halinde yazip götürün. 4.Tedavi seçenekleri konusunda baska birinin de fikrini sorun. 5.Biliniz ki tedavi seçenekleri konusunda karar vermek için zamaniniz var. Olay acil degil ve size kararinizi vermeniz için iki ila üç haftalik zaman verir. 6.Konu ile ilgili size yardimi olabilecek kitaplar okuyun. Eger korkmus oldugunuz için dogru karar veremeyeceginizi düsünüyorsaniz bunun da normal oldugunu bilin ve kendinizi buna inandirin. Kendiniz için en dogru karari vereceginizi bilin çünkü bu dogru ve yanlis cevaplari olan bir sinav degildir.Kanser her hastada farkli
davranis gösteren bir hastalik oldugundan tedavi de bireyseldir ve hastadan hastaya degisiklikler gösterir.
13.Ne tip bir meme kanserim var ve bu ne anlama geliyor?
Invaziv ve noninvaziv adi verilen iki çesit meme kanseri vardir.
* Invaziv meme kanserlerinde kanserli hücreler normal süt kanali veya süt bezinin duvarinin bütünlügünü bozmustur. Buna bir örnek en sik görülen meme kanseri tipi olan infiltratif duktal karsinom'dur.Invaziv meme kanserleri bölgesel olarak cerrahi tedavi ve muhtemelen sua tedavisi ile ortadan kaldirilirlar. Bu bölgesel tedaviye ek olarak genellikle kemoterapi ve/veya hormon tedavisi seklinde sistemik tedaviye gerek duyulur.
* Noninvaziv meme kanseri, tani esnasinda kanser hücrelerinin süt kanali veya sütbezinin içinde oldugu duvar bütünlügünü bozup disariya tasmadigi kanser tipidir .Bazi doktorlar non invaziv lezyonlari meme kanseri olarak kabul ederken bazilari da prekanseröz - yani ilerde kanserlesebilecek hastaliklar- olarak kabul eder. Bu tür noninvaziv tümörlerin en sik raslananni Ductal Carcinoma in Situ veya daha sik kullanildigi sekliyle DCIS dir. Non invaziv meme kanserleri cerrahi ve nadiren sua tedavisi olmak üzere bölgesel yöntemlerle tedavi edilirler.
14.Lenf bezelerim pozitifmis.Bunun anlami nedir?
Ameliyat esnasinda koltuk altindaki lenf bezelerinin alinmasinin nedeni tümörden kopan meme kanseri hücrelerinin bezelere ulasip ulasmadigini anlamaktir. Eger koltuk alti lenf bezelerinde meme kanseri tesbit edilirse bu durum kanserin nüks etmesi olasiliginin yüksek oldugunu gösterir. Bu risk artirici faktör nedeniyle büyük olasilikla size kemoterapi ve/veya hormonal tedavi gibi ilave sistemik tedavi önerilecektir.
15.Doktorum bana sadece tümörün çikarilmasi veya memenin alinmasi arasinda bir tercih yapmami söyledi. Kararimi neye göre vermeliyim?
Önem sirasina göre karar vermenize yardimci olacak faktörler sunlardir. Klinik çalismalar özellikle erken evrelerde sadecetümörün çikarildigi veya memenin çikarildigi hastalarin ortalam yasam süreleri arasinda fark olmadigini göstermektedir. Bu demektir ki eger doktorunuz size böyle bir seçim sansi verdiyse bilin ki seçiminiz ne olursa olsun yasam sansiniz aynidir. Eger tgmörün çikarilmasi ameliyatini seçerseniz bilin ki sua tedavisi mutlaka gerekli olacaktir. Yok eger memenin alinmasi ameliyatini tercih ederseniz estetik ameliyatlarla yeniden meme yapilabilecegini veya distan takilan meme protezleri kullanabileceginizi bilin.
16)Doktorum sua tedavisine ihtiyacim oldugunu söylüyor.Neden ve bu tedaviden ne beklemeliyim?
Sua tedavisi, lokal nüksleri azaltmak amaci ile hastalara uygulanir, böylece tümörün , çikartildigi bölgede
yeniden büyümesi önlenmis olur. Sua tedavisi günlük olarak her seansta birkaç dakikadan olusur. (Ilk seans biraz
daha uzun sürebilir.)Her hasta haftada 5 gün 5-6 hafta sua tedavisi alir. Sua tedavisinin sik yan etkileri arasinda
deri kizarikligi , günes isigi reaksiyonu, halsizlik ve nadiren bulantiyi sayabiliriz. sua tedavisinin yan etkileri
birikicidir. Bu nedenle tedavinin 3. ve 4. haftasina kadar bu zorluklarla karsilasmayabilirsiniz .
17)Kemoterapi nedir?Yan etkileri nelerdir?
Kemoterapi, kanser hücrelerini vücudun neresinde olursa olsun öldürmeyi amaçlayan sistemik bir tedavidir.
Bütün kemoterapi çesitlerinin bazilari çok ciddi olabilen yan etki potansiyeli vardir. Farkli ilaçlar farkli yan
etkilere sebep olabilir. Bu nedenle aldiginiz ilaçlar hakkinda doktorunuza danisin. Bazilari hariç ,
kemoterapinin yan etkilerinin çogu geçicidir.Kemoterapinin siklikla karsilasilan yan etkileri sunlardir:Saç
dökülmesi, bulanti ve kusma, halsizlik, kan hücrelerinde azalma ki infeksiyona yakalanma ve kanama risklerini
arttirir ve erken menopozdur. Bu yan etkiler ile mücadale kesinlikle zor oldugundan bunlar ortaya çiktiginda
etkili pratik stratejiler mevcuttur. Bulanti kusma ve düsük kan sayisini ortadan kaldiracak veya azaltacak
degisik tip tedaviler vardir. Saç dökülmesi için çok iyi peruklar ve sapkalar vardir. Bu yan etkilerin ortaya
çikardigi ruhsal konularla ugrasmak daha farklidir. Kemoterapi almis birisi ile konusmak faydali olur.
18)Hormon tedavisi nedir ve neden doktorum bu tedaviye almami öneriyor?
Meme kanserinin birçok çesidi büyümeleri için hormonlara bagimlidir. Vücut hormonlari üzerinde degisiklik
yapacak tedaviler meme kanserinin büyümesini duraksatir ve tümörlerin büzülmesi ile sonuçlanabilir. Ayrica
hormon tedavisi diger memede kanser gelisme riskini azaltmak için de kullanilabilir. Hormon tedavisinin yan
etkileri vardir ve sik görülenler sismanlama , vücudun su toplamasi ve menopoz belirtileridir. Aldiginiz ilacin
spesifik yan etkilerini doktorunuza danisabilirsiniz
19)Deneysel klinik tedaviyi düsünmelimiyim?
Evet.Birçok kadin için klinik deneyler en iyi tedaviyi sunabilir.Kanserli hastalarin çogu klinik deneylere
katilmakta birkaç nedenden dolayi isteksizdirler. Bunlardan ilki tedavi almama korkusu veya seker hapi(Plasebo)
yani yalanci ilaç verilmesidir. Aslinda kanser klinik deneyleri iki kollu tedavi hizmeti sunar; hastalar bu kollardan
ya birinde ya da digerine seçilirler. Birinci koldaki piyasadaki en iyi kanser tedavisidir. Deneyin ikinci kolunda ise
olasi eniyi tedavi veya çalisilmasi gereken yeni tedavi vardir.
Ikinci korku bir klinik deneyde sikisip kalma veya kobay olmaktir. Bir hasta bir çalismaya katilmak
istediginde, katilim sartlarini kabul eder. Örnegin tesadüfi olarak herhangi bir tedavi koluna seçilecegini kabul
eder. Fakat bu hasta çok rahatsiz olsa veya tedavinin kendisi için iyi bir tercih oldugunu düsünmezse bile hala
çalismada kalmali anlamina mi gelir?Tabii ki hayir Bir hasta çalismayi sürdürmemeyi de düsünebilir. Ayrica
klinik çalismalarda hastalarini tedavi eden doktorlar etik olorak her hastayi o hasta için en uygun tedavi ile
tedavi etmeye zorunludurlar. Eger hasta çalismanin yeni tedaviyi de içeren kolundaysa ve tedaviye iyi yanit
vermediyse doktoru hastayi çalismanin o kolundan ayirmak zorundadir. Buna göre bir hasta ve
doktoru;hastayi kendini kobay oldugunu hissettirmeyecek en iyi tedavi tercihlerine karar verdirecek güce
sahiptir.
20)Lenf ödem nedir ve bu problemi en aza indirmek için neler yapabilirim?
Lenfödem meme ve koltuk alti bezeleri cerrahisi (koltuk alti bezelerine sua tedavisi ) uygulanan tarafta kolun
sismesidir. Bu sislik tedaviye bagli lenf akiminin bozulmasi nedeniyle lenf sivisinin birikiminden
kaynaklanir. Lenfödem kalici bir durum olabildiginden , birçok kadin orta derecede sislikler ile
karsilasabilir. Lenfödem tedavisinde birçok efektif yol vardir ve en iyisi bunlardan birini denemek ve olmasini
engellemektir. Asagidaki öneriler National Lymphedema Network'dan alinmistir ve birçok kadinda yardimci
oldugu kanitlanmistir.
1)Kesinlikle koldaki eldeki,parmaklardaki veya gögüs duvarindaki en küçük bir sislige bile aldirmazlik
yapmayin. (Doktorunuzla acilen görüsün)
2)Tutulan koldan enjeksiyona veya kan alinmasina asla izin vermeyin.
3)Tutulmamis koldan kan basincinizi ölçtürün.
4)Ödemli kolu veya riskli kolu temiz tutun
5)Tutulan kolu zorlu ve tekrarlayan hareketlerden sakinin (Firçalamak,Itmek,Çekmek)
6)Tutulan kolla agir kaldirmayin.Askili olan çantalari tasimayin.
7)Tutulan parmak veya kola elastik bantlar ve siki mücevherat takmayin.
8)Banyo yaparken, bulasik yikarken, günes banyosu yaparken (sauna ve küvet yasak)sicaklik
farkliliklarindan sakinin. Kolunuzu günesten koruyun.
9)Her çesit travmadan uzak durun (siyrik, kesik günes yanigi, ve diger yaniklar, spor yaralanmalari, böcek
isiriklari, kedi tirmalamasi)
10)Ev isleri, bahçecilik ve benzer isler yaparken eldiven giyin
11)Tirnaklariniza manikür yaparken, seytan tirnaklarinizi kesmekten kaçinin(Manikürcünüze söyleyin.)
12)Egsersiz önemlidir.Terapistinizle görüsün.Riskli kolunuzu yormayin, agri baslarsa uzanin ve kolunuzu
kaldirin Önerilen egsersizler : Yürüme, yüzme, hafif aerobik, bisiklet, ve özel tasarlanmisbale veya yoga (5 kg
dan daha fazla kaldirmayin)
21)Simdi tedavim bitti.Bundan sonra nasil bir tedavi almaliyim?
Kanser tedavilerinizi bitirdikten sonra doktorunuz size ne zamanlarda kontrole geleceginizi söyleyecektir.Birçok
doktor söyle bir program izler: Ilk iki yilda 3-4 ayda bir , 3-5. yillar 6 ayda bir 5. Yildan sonra yilda bir.
Kontrollerde mamografi fizik muayene ve kan testleri yapilmalidir. Hastalar aylik meme kontrollerini mutlaka
kendileri yapmalidir. Diger testler, doktorunuzun istegine baglidir ve bunlar arasinda kemik tomografisi, toraks
grafisi ve bilgisayarli aksial tomografi sayilabilir.
22)Simdi tedavim bitti. Kendimi kanser tekrar gelecek diye beklerken veya tedavi fayda etmeyecek diye
korkarken buldum.Bu normal mi?
Korkulariniz çok normal Ilk tedavileri biten kanser hastalarinin sik karsilastigi tecrübedir. Doktora her
gittiginizde kanserle savasmak için birsey yaptiginizi bilmek çok güven vericidir. Görsel ve tecrübeye dayanan
destegin bitmesi, bu hastalar için çok korkutucudur. Herseyden önce kanseri tedavi etmek için elinizden gelen
herseyi yaptiginizi;dogru tedaviyi seçtiginizi ve tedavinizi düzenli takip ettiginizi bilmek sizi
rahatlatacaktir. Ayrica ayni korkuyu yasamis birisiyle konusmak çok yararlidir.
23)Bana lumpektomi(sadece tümörün çikarilmasi) sonrasinda gögüs duvari veya ameliyat izinde lokal nüks
tanisi konuldu.Tedavimin tercihlerim ne olacaktir?
Nüks vakalarda tedavi tercihleri her hastanin kendi kisisel durumuna göre degisir. Bu demektir ki sorunun cevabi
biraz zor. Çünkü olabilecek hersey burada genel bir bilgi olarak sunuluyor. Bu konuda iki sey söylenebilir.
a)Lumpektomi sonrasi nüksü olan ve tedavi sonrasi iyilesen birçok kadin vardir.
b)Nüks meme kanserinin tedavisi için genel tedavi prensibi memenin veya lokal nüks tümörün çikarilmasidir. Sua
tedavisi ve kemoterapi siklikla kullanilir.
24)Bana metastaz tanisi konuldu.Tedavi tercihlerim ne olacaktir?
Nüks vakalarda tedavi tercihleri her hastanin kendi kisisel durumuna göre degisir. Bu demektir ki sorunun
cevabi biraz zor. Çünkü olabilecek hersey burada genel bir bilgi olarak sunuluyor. Bu konuda üç sey söylenebilir.
a)Metastaz tipine ve yayilimina bagli olarak genellikle sistemik tedaviler uygulanir. Meme kanseri
metastazlarinin kontrolünde kemoterapi ve hormonal tedavi etkili olabilir.(Kanserin simdi nerede olduguna
bakilmaksizin vücudun neresinde olursa olsun o hala meme kanseridir.)
b)Kemik ve beyin metastazlarinda sua tedavisi çok etkili olabilir. Kemikagrisi için sua tedavisi ve
kemoterapötikler siklikla yardimcidir.
c)Yüksek doz kemoterapi ve kemik iligi nakli veya ana hücre nakli birçok kadin için tedavi tercihleri olabilir.
25)Bu olay oldugu için çok kizginim ve moralim çok bozuk.Ne yapabilirim?
Taniniz hakkinda aldatilmis, kizgin ve üzgün hissetmeniz-hatta ilk seferden daha fazla- gayet dogal. Birçok
kadin, vücutlarinin tekrar kanser kaparak kendini aldattigini hissederler veya ilk seferde dogru tedavileri
seçmediklerini düsünürler. Bunlar normal duygulardir ve ilk seferde sizin ve doktorunuzun dogru tedavi seçtiginiz
konusunda kendinizi inandirmaniz çok uygun olur. Birçok nüks veya metastaz tanili kadin bu sefer daha çok
korktuklarini söylerler Bunun nedeni simdi hastaligi daha iyi tanimalaridir.
RADİSTANBUL ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
ÜMRANİYE ŞUBESİ : GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA MAMOGRAFİ KEMİK DANSİTOMETRİ PANORAMİK DİJİTAL RÖNTGEN SEFALOMETRİK DİJİTAL RÖNTGEN DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-RENAL ARTERLER RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLERULRASON (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ –KALÇA ULTRASONU
ADRES: İNKILAP MAHALLESİ ALEMDAĞ CADDESİ MELTEM SOKAK 2/2 ÜMRANİYE TEL: 0-216-5218836 FAX: 0-216-5218836 radistanbul@hotmail.com
ÇEKMEKÖY ŞUBESİ
ÇENE FİLMİ ÇEKMEKÖY SARIGAZİ SAMANDIRA ÜMRANİYE ALEMDAĞ REŞADİYE ŞİLE AĞVA PANORAMİK DİŞ FİLMİ VS
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
ADRES: ÇAMLIK MAHALLESİ ŞAHİNBEY CADDESİ UMUT SOKAK YURTSEVEN İŞ MERKEZİ 2/2
TEL: 0-216-6423432 radistanbul@hotmail.com
PENDİK ŞUBESİ:
ADRES:
SAĞLIK BAKANLIĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ PENDİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARŞISI
MİMAR SİNAN CADDESİ FEVZİ ÇAKMAK MAHALLESİ KAYISI SOKAK A BLOK 2/17
TEL: 0-530-5472565 (ŞİMDİLİK)
DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON
RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-RENALARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLER
ULTRASONOGRAFİ (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ
KEYWORDS: (İSTANBUL ANADOLU-AVRUPA)
- AYRINTILI ULTRASON
- DETAYLI ULTRASON
- DETAYLI RENKLİ ULTRASON
- RENKLİ DOPPLER
- ULTRASON
- MAMOGRAFİ
- KEMİK DANSİTOMETRİ
- KEMİK ERİME TESTİ
- HAMİLE ULTRASONU
- PANORAMİK RÖNTGEN
- STANDART PANORAMİK RÖNTGEN
- ÇENE FİLMİ
- SEFALOMETRİK RÖNTGEN
- DÖRT BOYUTLU ULTRASON
- GEBELİK ULTRASONU
- OBSTETRİK ULTRASON
- ABDOMEN ULTRASONU
- OBSTETRİK RENKLİ DOPLER
ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK
- GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
DİŞ RÖNTGENİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
DİŞ FİLMİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder