0.1 İNGUİNAL HERNİ VE HİDROSEL
Cerrahinin en eskiden beri bilinen hastalıklarındandır. M.Ö. 16.yüzyıla ait
Mısır papirüslerinde dışardan bası ile tedavi edilmeye çalışılan inguinal
hernilerden bahsedilmektedir. Ancak anatomik patolojinin tam olarak
anlaşılabilmesi ve uygun cerrahi tedavinin uygulanması 19. yüzyılda mümkün
olabilmiştir.
Embriyoloji: Erkek fetüste gebeliğin 3. ayında oluşmaya başlayan bir periton
çıkıntısı inguinal ringden geçerek skrotuma iner. Processus vaginalis adı
verilen bu periton çıkıntısı testislerin 7-9. aylar arasında skrotuma
inmesinden sonra oblitere olarak ortadan kalkar. Kız çocuklarda aynı yapı lig.
teres uteri'yi izleyerek inguinal kanal içine girer ve Nuck divertikülü adını
alır. P.vaginalisin oblitere olmayıp tamamen ya da kısmen açık kalması çeşitli
inguinal patolojilerin temelini oluşturur.
10.1.1 İnguinal herni (kasık fıtığı)
P.vaginalis'in distal kısmının kapanıp inguinal kanal içindeki proksimal
bölümünün açık kalması ile ortaya çıkar. Erkek çocuklarda daha çok, ince
barsakların, kız çocuklarda ise overlerin açık kalan bu fıtık kesesi içerisine
girmesi, klinikte inguinal bölgede bir şişlik ile kendisini gösterir.
P.vaginalis tümüyle açık kaldığı zaman söz konusu organlar daha da aşağıya
inerek skrotal hernileri oluştururlar.
Çocuk yaş gurubunda fıtıklar erişkinlerden farklı olarak hemen daima endirek
tiptedir. Fıtıkların % 60'ı sağ, % 30'u solda görülür, %10'u bilateraldir.
Normal çocuk popülasyonunda % 1-2 oranında görülmesine karşın prematürelerde
%30'a kadar yükselebilir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 8-9 kez daha sık
rastlanır.
TANI
Klinik tanı genellikle kolaydır. Yalnızca anamnezle bile tanının konulması
mümkündür. İnguinal veya skrotal bir şişliğin zaman zaman ortaya çıkması ve
üzerine bastırmakla ya da sırt üstü yatmakla kaybolması fıtık tanısı için
yeterlidir. Muayenede fıtık görülemediği zaman fıtığın endirek bulgularından
yararlanılır.
- Kordon kalınlaşması bulgusu: Erkek çocuklarda inguinal kanal içinde
kremaster kası ile sarılı olarak bulunan a. spermatica interna (a.
testicularis), plexus pampiniformis ve ductus deferentis, spermatik kordu
oluştururlar. Normalde gevşek gözeli bir doku olarak palpe edilen bu yapıya,
açık kalmış ve içine barsakların girip çıkmasıyla kalınlaşmış p.vaginalis
eklendiği zaman kordonun kalınlaşmış olduğu palpasyonla ortaya konabilir.
- İpek eldiven bulgusu: Periton çıkıntısından oluşan p.vaginalisin iç yüzeyi
parlak ve kaygandır. Muayene sırasında 2. parmak bastırılarak inguinal kanala
dik yönde sağa sola hareket ettirildiğinde bir kese şeklindeki p.vaginalisin
ön ve arka yaprakları bir biri üzerinde kayarak, iki ipek kumaşın bir biri
üzerinde kaymasına benzer bir his verdiğinden bu isim verilmiştir.
TEDAVİ:
Çocuklarda kasık fıtığı tedavisi, morbidite ve mortalitesi çok düşük ve teknik
olarak çabuk ve kolay bir işlemdir. Ancak tedavinin çeşitli nedenlerle
geciktirilmesi fıtığın en önemli ve tehlikeli komplikasyonu olan fıtık
boğulması na yol açabileceğinden; çocuğun ameliyat olmasına engel bir durumu
(en sık üst solunum yolu enfeksiyonu) yoksa, İNGUİNAL HERNİ TEDAVİSİ TANI
KONULDUĞUNDA, ELEKTİF KOŞULLARDA HEMEN YAPILMALIDIR. Ameliyatta inguinal bir
ensizyonla girilerek fıtık kesesinin peritonla birleştiği yerden bağlanması ve
distalinin kesilmesi yeterlidir fıtık kesesinin çıkarılmasına gerek yoktur. Bu
tekniğe yüksek bağlama (high ligation) denir.
Boğulmuş fıtık
Çocuk kasık fıtıkların en korkulan komplikasyonudur. Çocuğun yaşı ve fıtığın
boyutları ne kadar küçükse boğulma riskinin o ölçüde fazla olacağı akıldan
çıkarılmamalıdır. Normalde kese içine girip çıkan barsak ya da over herhangi
bir nedenle kese içinde sıkışır ve karına geri dönemezse boğulmuş fıtıktan söz
edilir. Olay bir kere başladığında süratle ilerler ,organın kese içinde
sıkışması ödeme yol açar bu da sıkışmayı dahada arttırır.Organın önce venöz
daha sonra arteriel dolaşımı bozulur. iskemi, gangren, nekroz ve perforasyon
saatler içinde ortaya çıkabilir.
TANI:
Çocukta fıtık varlığı önceden biliniyorsa tanı kolaydır. Zaman zaman şişip
kaybolan fıtığın, bir kaç saattir (nadiren 24 saat) şiş durumda olduğu ve
çocuk ya da aile tarafından alışılmış olduğu gibi bastırmakla içeri
girmediğinin öğrenilmesi ile tanı konur. Fıtık daha önce aile tarafından
farkedilmemişse ya da gerçekten ilk defa dışarı çıktığında boğulmuşsa tanı
biraz daha zorlaşır. Kasıktaki kitleye ek olarak; ağrı, kusma, abdominal
distansiyon gibi entestinal obstrüksiyon bulgularının varlığı tanıda yardımcı
olur. Skrotumu da içine alacak şekilde çektirilen ayakta direk karın
grafisinde inguinal ya da skrotal kitlenin içinde hava-sıvı seviyesinin
görülmesi bunun barsağa ait olduğunun anlaşılmasını sağlar.
TEDAVİ:
Boğulmuş fıtığın tedavisi öncelikle konservatif olmalıdır. Barsağın
beslenmesinin bozulduğunu gösteren, sistemik (ateş ve lökositoz) ve lokal
(kitlenin üzerinde kızarıklık ve ödem) bulgular yoksa boğulmanın üzerinden
geçen süreye bakılmaksızın konservatif tedavi uygulanabilir. Sedasyon (0.3 mg
diazepam/kg), kitlenin üzerine buz uygulanması ve Trendelenburg pozisyonunda
yatırma ile 1/2 saat içinde spontan redüksiyon sağlanamazsa elle redüksiyon
denenir. Bu şekilde boğulmuş fıtıkla başvuran hastaların % 85-90'ında
redüksiyon mümkün olur. Redüksiyondan 48-72 saat sonra elektif koşullarda
fıtık cerrahi olarak tedavi edilir. Redüksiyonun mümkün olmadığı %10-15
hastada ve başvurduğunda barsağın beslenme bozukluğunu gösteren sistemik ve
lokal bulguları olan hastalarda acil şartlarda ameliyat zorunludur. Fıtığın
acil koşullarda ameliyat edilmesi mortalite ve morbiditeyi elektif koşullara
göre 20 kat arttırır.
10.1.2 Hidrosel
P.vaginalis içinde sadece sıvı bulunmasına verilen addır. Peritonla ilişkisi
varsa komünikan hidrosel boyun kısmı oblitere olarak kapanmış ve peritonla
ilişkisi ortadan kalkmışsa non komünikan hidrosel adı verilir.
Anamnezde skrotal bir kitlenin doğumdan beri var olduğu öğrenilir. Fizik
muayenede kistik bir kitle palpe edilir. Komünikan/non komünikan hidrosel
ayırımını fizik muayene ile yapmak mümkün değildir. Kitlenin hacminin gün
içinde değişiklik göstermesi, yani, sabahları küçük olan kitlenin gün boyunca
karın içi basıncını artıran hareketler (ağlama, öksürme, beslenme, oturma,
ayağa kalkma vb.) nedeniyle giderek artması ve gece yatarken büyümüş olması
peritonla ilişkinin varlığını gösterir. Çocuk yaş gurubunda hidrosellerin
büyük bir bölümü peritonla ilişkilidir yani kömünikan hidrosel tipindedir.
Hidroselin özel bir tipi, p.vaginalisin hem proksimalinin hem de distalinin
oblitere olarak inguinal kanal içindeki kısmında sıvının hapsolması olarak
karşımıza çıkar. Fizim muayenede inguinal kanal içinde 1-2 cm. çaplı kitle
palpe edilir.İpsilateral testisin aşağı çekilmesi ile aşağı doğru hareket eden
bu kitleye kordon hidroseli (kordon kisti) adı verilir.
TEDAVİ:
Hidrosellerin her üç tipinde de tedavi aynıdır. İçinde karın içi organlar
bulunmadığından boğulma riski yoktur. Bu nedenle ve sıvının rezorbsiyonu ile
spontan iyileşme olasılığı da göz önünde bulundurularak ameliyat birinci yaşın
bitiminden sonraya bırakılır. Ameliyatta, kese içindeki sıvının boşaltılması
ve inguinal herni onarımında olduğu gibi yüksek bağlama ile peritonla
ilişkininkesilmesi yeterlidir.
10.2 KRİPTORŞİDİ
Kriptorşidi (Yunanca cryptos: gizli ve orchis:testis) testislerden biri yada
her ikisinin birden skrotumda bulunmamasıdır. Kriptorşidi şu dört sebepten
birine bağlı olabilir.
10.2.1 Anorşidi
10.2.2 Retraktil testis
10.2.3 Ektopik testis
10.2.4 İnmemiş testis
10.2.1 Anorşidi:
Testisin konjenital olarak yokluğuna verilen isimdir. Olguların %80 inde
ünilateraldir. Erkek eksternal genitaliasının gelişmesini, fötal testisin
androjenik stimülasyonu sağladığından, bilateral anorşidide eksternal
genitalia dişi görünümündedir. Anorşidiyi, palpe edilemeyen inmemiş testisten
ayırmanın tek yolu, cerrahi olarak a. spermatica'nın kör olarak sonlandığının
gösterilmesidir. Hiçbir görüntü yöntemine dayanarak anorşidiye karar
verilemez.
10.2.2 Ektopik testis:
Testisin normal iniş yolunu izleyerek inguinal kanaldan geçip eksternal
ringden çıktıktan sonra, skrotum yerine başka bir yere giderek yerleşmesine
testis ektopisi denir. Ektopik testis; suprapubik bölgede, perinede, uyluk iç
yüzde, penisin dorsumunda ya da karşı skrotum içinde yerleşebilir. Testisin
cerrahi olarak normal intraskrotal pozisyonuna getirilmesi tedavinin
prensibini oluşturur.
10.2.3 Retraktil testis:
Kremaster adalesi çocuklarda erişkinlere oranla daha fazla gelişmiştir. Bu
nedenle, uyluğun, perinenin uyarılması veya soğuk etkisiyle ortaya çıkan
kremasterik refleks çocuklarda daha belirgindir. Bu refleks söz konusu
uyaranlarla testisin yukarı çekilmesine neden olur. Retraktil testis denen bu
durumda, muayenede testis skrotumda bulunamaz. Ancak yüksek skrotal
pozisyonda, süperfisyal inguinal poşta veya inguinal kanalda palpe edilebilen
testis, sıvazlanarak normal yerine kadar indirilebilir. Bırakıldığı zaman
tekrar yukarı kaçan retraktil testislerde bile TEDAVi ENDiKASYONU YOKTUR.
Adolesan döneme kadar spontan olarak düzelir.
10.2.4 İnmemiş testis:
Testis sadece insanlarda doğumdan önce skrotuma iner ve sadece insanlarla
şempanzelerde ömür boyu skrotumda bulunur. Fetüste intraabdominal olarak
gelişen testis 7. ayda inguinal kanal içine girer ve doğuma yakın skrotuma
yerleşmiş olur. Testisin bu göçünde bir uçta testise diğer uçta skrotuma
yapışan gubarnaculum'un kasılarak küçülmesinin etkili olduğu sanılmaktadır.
Prematür doğan bebeklerin %25'inde, terminde doğan bebeklerin yaklaşık %3'ünde
testisler henüz skrotuma inmemiştir. Ancak, aynı çocuklar birinci yaşın
sonunda tekrar incelendiklerinde prematür doğanların %5, terminde doğanların
sadece %0.5'inde tek veya iki taraflı olarak testislerin hala inmemiş olduğu
görülür. Embriyolojik olarak sol testis daha önce skrotuma indiği için inmemiş
testis sağda biraz daha sık görülür. Tüm inmemiş testislerin %15 kadarında
olay bilateraldir. Bilateral inmemiş testis, anansefali, karın duvarı
defektleri başta olmak üzere ağır konjenital anomalilerle birlikte sık
görülür.
İnmemiş testis intraabdominal, intrakanaliküler veya yüksek skrotal pozisyonda
bulunabildiği gibi olguların %75'inde olduğu gibi süperfisyel inguinal poş
denen cilt altında, eksternal oblik adalenin üstünde bir lokalizasyona
yerleşebilir. Burası, retraktil testisinde sıklıkla çıktığı ve makak
maymunlarında doğum sırasında aşağı inen testislerin 5. günde çıkıp
yerleştikleri ve puberteye kadar kaldıkları yere uyar.
TANI:
Testislerin bir veya her ikisinin skortumda palpe edilemediği durumlarda,
retraktil testis ve ektopik testisin, yukarıda sayılan özelliklerinden
yararlanılarak, inmemiş testisten ayırdedilmesi gerekir. Anorşidiyi fizik
muayene ile ayırdetmek mümkün değildir, zaten anorşidinin kesin tanısı için
cerrahi eksplorasyon gerektiğinden ameliyat öncesi inmemiş testisle ayırıcı
tanısının yapılması koşulu yoktur.
Testislerin skortuma indirilmesi neden gerekir ? Bu soruya her biri tek başına
yanıt olabilecek 4 neden gösterilebilir.
1. Fertilitenin sağlanması: Normalde intraskrotal ısı, vücut ısısının 2oC
kadar altındadır. Sürekli vücut sıcaklığında kalan inmemiş testiste seminifer
tubuluslarda ciddi bozukluklar ortaya çıktığı deneysel olarak gösterilmiştir.
Işık mikroskobu ile yapılan çalışmalarda bu bozuklukların 5 yaşından sonra
ortaya çıktığı gözlemlendiğinden, 1980 li yıllara kadar ameliyatın 5 yaşında
yapılması gerektiğine inanılıyordu. Ancak, elektron mikroskobunun devreye
girmesi ile mümkün olan ultrastrüktürel incelemeler, aslında spermatogenez
bozukluklarının çok daha önce, 2 yaş civarında ortaya çıkmaya başladığını
göstermektedir. Çocukluklarında inmemiş testis nedeniyle ameliyat olan
erişkinlerin fertilite oranları yaklaşık %60-70 olarak bulunmuştur. Bu oran,
inmemiş testisi olupta, hiç ameliyat olmamış olanlardan çok farklı değildir.
Yani 5 yaşında veya daha geç yapılan ameliyat fertiliteyi olumlu yönde
etkilememektedir. Ameliyatın iki yaşından önce yapılmaya başlanmasının
üzerinden, henüz bu çocuklar fertil çağa gelecek kadar zaman geçmediğinden,
gelecekteki fertiliteleri için bir yorum yapmak mümkün değildir.
2. Malignitenin önlenmesi: Testis tümörlü erkeklerde yapılan araştırmalar
bunların %10'unun inmemiş testislerde geliştiğini göstermiştir. İnmemiş
testisi olanlarda testis tümörü riski normal popülasyona göre 40 kat daha
fazladır. Ancak aynı fertilite konusunda söylendiği gibi, çocukluklarında
inmemiş testisten ameliyat olanlarda bu riskin aynı oranda devam ettiği
görülmektedir. Bunun nedeni ameliyatın 5 yaş ve yukarısında yapılmış olmasına
bağlanmakta ve günümüzde 2 yaşında ameliyat edilen çocuklarda bu riskin
azalacağı düşünülmektedir. Risk azalmış olmasa bile, tümör ortaya çıktığında
testisin skrotum içinde olması, hem tanı hemde tedavi açısından kolaylık
sağlayacağından, testisin indirilmesi gereklidir. İnmemiş testislerde gelişen
tümörler çocuğunluğu seminom olmak üzere jerminal kökenlidir.
3.Travma ve torsiyonun önlenmesi:
İntraabdominal yerleşimli inmemiş testislerde torsiyon oluşabilir. Karın
ağrısı ile gelen ve inmemiş testisi olduğu saptanan çocuklarda, testis
torsiyonuda, olası tanılar içinde yer almalıdır. Süperfisyel inguinal poştaki
bir testis dışarıdan direk travmaya uğrayabildiği gibi, inguinal kanal
içindeki bir testiste, karın ön duvar adaleleri kasıldıkça basınç travması
etkisinde kalır.
4. Psikolojik baskının kaldırılması:
Başka hiç bir komplikasyonu olmasa bile, testislerinden birinin eksik olduğunu
düşünen, gelişme çağındaki bir çocuğa bunun yapacağı psikolojik travmanın
büyük olacağı kesindir. Bu nedenle çocuk henüz cinsel bilincine ulaşmadan
testis yerine indirilmelidir. Orşiektomi yapılan çocuklarda ve anorşidi
olgularında testis protezi takılmasının psikolojik yardımı olduğu
savunulmaktadır.
TEDAVİ:
İnmemiş testis'te cerrahi tedavi esastır, ameliyat birinci yaş bitiminden
sonra, ikinci yaş doldurulmadan önce yapılmalıdır. Cerrahi ile birlikte ve
cerrahiye ek olarak Human Chorionic Gonadotropin veya Gonadotropin Releasing
Hormone'un kullanılması genel kabul gören bir yöntemdir. Cerrahi tedavide amaç
tek veya bazan iki seansta testisin normal skrotal pozisyonuna indirilmesidir.
Disgenetik ve atrofik testis dokusu ile karşılaşıldığında aşağı indirmek
yerine orşiektomi yapılması daha uygundur.
Skrotal kitleler
Kitleler skrotumda akut veya kronik olarak belirebilirler.
Akut skrotum
Testiste aniden ağrılı bir şişliğin ortaya çıkması "akut skrotum" olarak
isimlendirilir. Bu tabloya yol açan hastalıklar:
1.Boğulmuş skrotal fıtık
2.Testis torsiyonu, appandiks testis torsiyonu
3.Orşiepididimit
4.Travmatik hidro / hematosel
5.İdiopatik skrotal ödem
olarak sayılabilir.
Boğulmuş fıtık
Daha önce bahsedildiği gibi küçük inguinal fıtıklar daha kolay boğulurlar.
Ancak skrotal fıtıkların da boğulması mümkündür. En sık hidrosellerle karışır.
Tanı ve tedavisi önceki bölümde anlatıldığı gibidir.
Testis torsiyonu
Testis torsiyonu, testisin tunica vaginalis içinde dönmesiyle (intravajinal
torsiyon) ya da daha yukarıda, spermatik kordun, içinde ki bütün elemanlarıyla
birlikte kendi etrafında dönmesiyle oluşur (ekstravajinal torsiyon). Birinci
tip çok daha sıktır ve prepübertal çocuklarda görülür. Vajinal tünikanın
konjenital bir anomali olarak testisi tam sarmaması sonucu gelişir. İkincisi
yeni doğanlarda ve inmemiş testisli çocuklarda ortaya çıkar. Her ikisinde de
temel patoloji a. spermatica interna'nın kan akımının bozulmasıdır. Testis
torsiyonu en sık orşiepididimitle karışır, ayırıcı tanı için zaman
kaybedilmesi testisin kaybedilmesine neden olacağından çok hızlı
davranılmalıdır. Doppler ultrasonografik akım ölçümü ve testiküler sintigrafi
(99mTc) testis torsiyonunda azalmış, orşit ve epididimitte artmış kan akımını
gösteren, ayırıcı tanıda çok yararlı yöntemlerdir . Ancak bu yöntemlerin
uygulanması bir saatten fazla zaman alacaksa, çocuğun doğrudan ameliyata
alınması daha uygundur. Testisi kaybetmektense, gereksiz bir skrotal ensizyon
yapılmış olması tercih edilmelidir. Çocuğun cerrahi uygulanabilecek bir
merkeze ulaşması bir kaç saatten fazla zaman alacaksa, elle detorsiyon
denenebilir. Bu manipülasyonda, çocuğa karşıdan bakıldığında torsiyonun hemen
daima, dışa doğru dönmeyle olduğu hatırlanarak , testise içe doğru bir tam tur
attırrılmalıdır (360 0). Şiddetli ağrının hemen kesilmesi detorsiyon olduğunu
gösterir. Ağrı devam ediyorsa ikinci bir 3600 daha çevrilmelidir. Cerrahi
girişimle ya da dışarıdan manipülasyonla detorsiyon sağlandıktan uzun süre
sonra torsiyon süre ve şiddeti ile doru orantılı testis atrofisi ortaya çıkar.
Apandiks testis torsiyonu
Testis'in dört apandiksinden en sık "apandiks testis" (Morgagni) torsiyona
uğrar. Skrotumda ,testisten ayrı ancak ona yapışık 0.5-1 cm.lik ağrılı bir
kitle ele gelir. Dikkatle bakıldığında bu nohut kadar kitlenin skrotum
cildinden mavi bir röfle verdiği görülebilir (Blue dot sign: mavi nokta
belirtisi) Akut dönemde eksizyon ağrıyı ortadan kaldırır, gecikilmesinin
ağrının 1-2 hafta daha sürmesi dışında komplikasyonu yoktur.
Epididimit / orşit
Epididimit sıklıkla üriner enfeksiyonun ardından ortaya çıkar. Orşit,
epididimite bağlı olarak gelişebileceği gibi viral hastalıklardan sonra da
(kabakulak) görülebilir. Spesifik tedavisi yoktur, testis torsiyonu ile
karıştırıldığından tanısı sıklıkla cerrahi sıra sında konur.
Travmatik hidro / hematosel
Skrotumda tünika vajinalis içinde travmaya (tekme gelmesi , düşme, uzun süre
bisiklete binme vb.) bağlı olarak sıvı ve/veya kan birikebilir. Akut ortaya
çıkması ile konjenital hidroselden, çok ağrılı olmaması ve kistik özelliği ile
torsiyon ve orşiepididimitten ayırdedilir. Sıvı kendiliğinden rezorbe
olacağından mecbur kalmadıkça drene edilmemelidir.
İdiopatik skrotal ödem
İdiopatik skrotal ödem sadece skrotum cildini ilgilendiren, kalınlaşmış
skrotum içinde testislerin ağrısız ve normal olarak palpe edilebildiği,
adından da anlaşıldığı gibietyolojisi bilinmeyen (otoimmün ?, allerjik ?,
psikosomatik ?) bir hastalıktır. Bazan penis cildi ve prepüsyumda olaya
katılabilir. Özel tedavisi yoktur, birkaç gün içinde kendiliğinden iyileşir.
Kronik skrotal şişlikler
Akut skrotum kapsamı dışında kalan bu hastalıklar şunlardır:
1.Skrotal fıtık
2.Hidrosel
3.Testis neoplazmaları
4.Testisin veya skrotumun lösemik enfiltrasyonu
5.Varikosel
Skrotal fıtık ve hidrosel ilgili konularda anlatılmıştır.
Testis neoplazmaları
Tüm testis neoplazmalarının yaklaşık %5'i çocuk yaş gurubunda ortaya çıkar. Bu
neoplazmaların 3/4'ü jerm hücreli tümörlerdir (Yolk sac tm., Embryonal
karsinom, teratom, teratocarcinom, seminom, choriocarcinom). Bu tümörler
genellikle solid yapıda olmalarına rağmen, sıklıkla birlikte bulunan hidrosel
ışığı geçirdiği için transillüminasyon yanıltıcı olabilir. Aynı şekilde kistik
teratomlar da illüminasyonda hidrosel ile karıştırılabilir.
Lösemik enfiltrasyon
Lösemi sırasında skrotum ve testis tutulabilir. Primer hastalığın bilinmesi
tanıyı koydurur. Biopsi doğrular.
Varikosel
Varikosel hemen daima sol tarafta görülen ayakta durmakla belirginleşen ve
palpasyonla damarlardan oluştuğu hissedilen kitlesi ve skrotum cildinden
görülen mavimsi rengiyle genellikle tanıda zorluk yaratmaz.
RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
0-2165218836
0-216-6423432
Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.
Kurumumuzda yapılan tetkikler;
Radyoloji veya radyodiagnostik veya halk arasında eskiden kullanılan
şekliyle röntgen doktorluğu, hastalıkların tanısı için yıllardır hizmet
veren bir tıp alanıdır. Yirmi yıl öncesine kadar sadece röntgen
cihazlarıyla verilebilen bu hizmet, artık çok çeşitli ve gelişmiş aletler
kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Radyolojinin tıbbın en hızlı
ilerleyen dalı olduğu söylenebilir. Hızlı gelişmeyle birlikte bir çok yeni
kavramda karşımıza çıkmaya başlamış ve insanların kafalarında soru
işaretleri oluşmasına neden olmuştur.
Bu sayfanın amacı, radyoloji konusuyla direk ilişkisi olmayan insanları
bilgilendirmek, kafalarında oluşan sorulara kolayca ulaşabilecekleri bir
bölüm oluşturmaktır.
Mammografi
Ultrasonografi
Doppler Ultrasonografi
Hangi radyolojik incelemeyi yaptırırsanız yaptırın, yanınızda eski
incelemelerinizi götürmeyi unutmayın. Radyoloğunuzu ne kadar
bilgilendirirseniz, alacağınız verim o kadar çok olacaktır.
Ayrıntılı bilgiler elde etmek istiyorsanız
MAMMOGRAFİ
Mammografi meme dokusunun röntgen ışınlarıyla görüntülenmesidir. Genel
amaçlı radyoloji tüplerinde değişiklikler yapılmayı, bunun sonucunda
hastanın daha az radyasyon alması sağlanmıştır. Kullanılan cihaza bağlı
olarak otururken veya yatarken memenin değişik yönlerden görüntüleri
alınır. Çekim esnasında memenin komprese edilmesine bağlı rahatsızlık
hissi oluşabilir.
Mamografi belli yaştan sonra tarama testi olarak, memede bir kitle ele
geldiğinde, meme başında akıntı görüldüğünde, meme başının çekintiye
uğramasında, meme derisindeki değişikliklerde, meme biopsisinde
lokalizasyon amacıyla kullanılabilir.
Kadınların 70 yaşına kadar %13'nde meme kanseri çıkma riski bulunmaktadır.
Meme kanseri erken teşhis edilirse büyük oranda (%80-90 arası) tedavi
edilebilir. Bu nedenle mamografinin meme kanserinin erken teşhisinde bir
tarama testi olarak önemi büyüktür. Amerikan Kanser Derneği 40-49 yaşları
arasında 2 yılda bir, 50 yaşın üzerinde her yıl mamografi çekilmesini
önermektedir.
ULTRASONOGRAFİ (USG) (US-Ultrasonografi)
Ultrason, insan kulağının işitemiyeceği kadar yüksek frekanslı ses
dalgalarını kullanarak iç organları görüntüleyen bir tanı yöntemidir.
Ultrasonda radyasyon kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde
rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta
vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma
farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı yansımaların
olduğu yapılar, farklı görüntüler verirler. Normal yapılar içindeki bir ur
ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir
ve tanı konulur. Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda
gezdirilirkrn, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar
gibi ekranda kayar. Bu esnada radyolog tanı koyar. Elde edilen
görüntülerin tanıda çok fazla bir katkısı yoktur. US işlemi, ihtisasları
süresince yaklaşık 1 yıl eğitimini alan radyologlarca yapılır.
Ultrason hangi amaçlarla (endikasyonlar) yapılır ?
Ultrason çoğunlukla karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler,
mesane, yumurtalıklar ve rahim gibi karın içi organların görüntülenmesi
için kullanılır. Ultrason çekilmesi için başvuran hastaların en sık
şikayeti karın ağrısıdır. Karaciğer ve dalak gibi karın içi organların
büyümesi, safra kesesi ve böbrek taşları, apandisit, yumurtalık kistleri
ve karın içindeki tümörler ultrason ile teşhis edilebilen hastalıklardan
bazılarıdır.
Ultrason çekilmesi için hazırlık gerekir mi ?
Karın içindeki organların ultrasonu için hastanın aç karna olması gerekir.
Ayrıca mesane, yumurtalıklar ve rahimin incelenmesi içn hasta idrarına
sıkışık olmalıdır. Bunun dışında başka bir hazırlık gerekmez.
Ultrason nasıl çekilir ?
Hasta sırtüstü yatar. Cilt üzerine jel sürülür. "Prob" adı verilen cihaz
ile karın içindeki organlar cilt üzerinden incelenir.
Yan etkileri nelerdir?
Bugüne kadar gebelikte ve diğer incelemelerde gösterilebilen bir yan
etkisi yoktur.
DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Doppler Ultrasonografi yöntemi ile bir organın veya damarının kan akımını
inceleyebiliriz. Kan akımının miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı,
akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Akan kan, kırmızı
ya da mavi renk şeklinde gözle görülebilir. Akan kanın miktarı ile ilgili
ölçümler yapılabilir. Bu esnada cihazdan kalp atışlarına benzer sesler
duyulur. Cihazın çalışma prensibi, sesin hareket eden yapılardan yansırken
frekans değişikliği göstermesidir. Doppler incelemeleri, normal
ultrasonografi cihazları ile yapılır. Ancak bunlarda farklı bilgisayar
donanımı mevcuttur.
Doppler Ultrasonografi incelemesi, Doppler ultrason cihazına bağlı bir
prob yardımıyla ve incelenecek organ ya da damar üzerine jel sürülerek
gerçekleştirilir. Jeller, probun hava ile temasını önler ve gönderilen
sesin daha derin dokulara ulşmasını sağlar.
Doppler Ultrasonografi incelemesi ile :
Kol ve bacak damarları,
Karaciğeri besleyen damarlar
Böbreği besleyen damarlar
Boyun damarları
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
Gözü besleyen damarlar;
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması
incelenebilir.
İnceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın
içindeki bir organ (karaciğer, böbrek v.b.) incelenecek ise hastanın aç
olması, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli
gerçekleşmesini sağlar. Bu nedenle karın bölgesindeki damarların
incelenmesi için 1 aya kadar çocuklarda emzirme süresi kadar, 5 yaşına
kadar çocuklarda 4 saatlik, 10 yaşına kadar olanlarda 6 saatlik ve
büyüklerde 12 saat açlık gereklidir. Bu süre içerisinde sigara dahil hiç
bir şey yenilip içilmez. Karın bölgesi incelemeleri dışında önceden bir
hazırlık gerekmemektedir. İnceleme sırasında gözlük, saat, metal eşya gibi
cisimlerin çıkartılması gerekmez. Ancak incelenecek bölgenin, probla temas
alanının sağlanması için açıkta olması gerekir. Bu nedenle hasta masaya
yattığı sırada, o bölgedeki giysiler soyundurulur.
İnceleme sırasında, karın bölgesinin iyi incelenmesi için hastadan
nefesini tutması istenir. Bunun için derin nefes aldıktan sonra
olabildiğince hareketsiz kalıp, nefesi vermemek gerekir. Bu süre kişiye
göre değişmekle birlikte ortalama 15-50 saniyedir.
Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde
olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason
enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır. Ultrason enerjisi, vücuttaki
dokularla etkileşir. Bu etkileşim, dokuların ısısını artırmak şeklindedir.
Isı artımı 1.5ºC olabilir. Özellikle anne karnındaki fetüslerde ısı
artımının 41ºC'yi geçmesi zararlıdır. Ancak, tanı amacıyla kullanılan
sınırlarda bu kadar yüksek ısı artımı oluşmaz. Oluşmasına neden olabilecek
inceleme şekillerine karşı radyologlar zaten eğitim almaktadır. Gebelikte
uygulanan Doppler incelemelerinin, çocuk doğduktan sonraki davranış ve
okul başarısına olumsuz etkisi gösterilememiş, kansere neden olduğu
konusunda bir bulgu bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.
İnceleme sırasında damar içine ilaç verilmemektedir. Ancak, son yıllarda
özellikle karın içindeki gaza bağlı veya herhangi bir nedenle net
izlenemeyen damarların incelenmesinde; damarları daha ayrıntılı ortaya
çıkaran ve herhangi bir yan etkisi olmayan ilaçlar da kullanılmaya
başlanmıştır. Bunlara "ultrason kontrast maddesi" adı verilmektedir.
Prob
Kan akımı ölçülmek istenen organ ya da damar üstüne yerleştirilen ve
doppler ultrason cihazına bir kablo ile bağlı bölüm
Kol ve bacak damarları
Atar ve toplar damarlardaki kireçlenme plaklarına bağlı oluşan darlık,
pıhtı oluşumları ve toplar damarlarda yetmezlik (varisler) olup
olmadığının saptanmasını sağlar. "Üst/alt ekstremite arteriyel ve/veya
venöz Doppler" incelemesi adını alır.
Karaciğeri besleyen damarlar
Siroz v.b. hastalıklarda karaciğeri besleyen damarlarda meydana gelen
değişiklikleri incelemek için kullanılır. "Portal Doppler" adını alır.
Böbreği besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda böbreği besleyen damarların ne
düzeyde etkilendiğini saptamak için kullanılır. "Renal Doppler" adını
alır.
Boyun damarları
Boyunda, beyine giden ana atar damar ile dallarında kireçlenme plaklarına
bağlı oluşan darlıkları ya da beynin arka kesimini besleyen damarların
akım miktarını saptamak için kullanılır. "Karotis ve vertebral sistem
Doppler" adını alır.
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
Son adet tarihine göre gelişme geriliği şüphesi olan fetüslerde,
hipertansiyonu olan gebelerde kan akımının hızı ve özelliği incelenerek
olası anomaliler saptanır. "Obstetrik ve jinekolojik Doppler" adını alır.
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
Testisleri besleyen damarlarda meydana gelen düzensiz genişlemeler
damarlardaki yetmezliğe bağlıdır ve erkeklerde kısırlığın önemli bir
sebebidir. Bu damarlara yönelik yapılan incelemede toplar damarlardaki
olası yetmezlik (varisler) saptanabilir. "Skrotal ya da testis Doppleri"
adını alır.
Gözü besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda göz damarlarında meydana gelen
değişikleri saptar. "Göz Doppleri" adını alır.
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması
Bir kitleyi (uru) besleyen damarların olup olmaması o kitlenin iyi huylu
ya da kötü huylu olduğunu saptamada önemli bir kriterdir. Kitlenin çok
kanlanması bu kitlenin habis özellik taşıdığının bir göstergesidir.
"Kitleye yönelik Doppler" şeklinde adlandırılır.
Tüm batın, üriner sistem, pelvik, troid ultrasonlarına ek olarak gebelerde 2. Düzey ultrason, gebelik ultrasonu, 3d 4d boyutlu ayrıntılı ultrason çekimleri, mamografi, kemik dansitometri, osteoporoz testi,tüm renkli doppler ve tüm ultrsonografik incelemeler
Doğuma Genel Bakış
Bir Çocuk Yetiştirmek
Eşlerin Muayenesi
Kadında Aylık Çevrim
Fertilizasyon
Kalıtsal Tehlikeler I
Kalıtsal Tehlikeler II
Kısırlık = Sterilite
Kısırlık Araştırmaları
Evlat Edinme
Gebelik Belirtileri
Gebeliğin Tespiti
Bebeği Bekleyiş
Doktor Muayenesi
Gebelikle Yeni Sorunlar
İlk Üçayda Vücuttaki Değişiklikler
İlk Üçayda Beslenme
Gebelikte Sağlık ve Bakım
Gebelikte İlaç Kullanımı
Gebelikte Bulaşıcı Hastalıklar
Kendiliğinden Düşük
İkinci Üçaylık Dönem
İkinci Üç Aylık Dönemin Sorunları
İkiz Gebelik
Doğuma Hazırlık
Son Üçayda Vücuttaki Değişiklikler
Emzirmeye Hazırlık
Son Üçayda Sorunlar
Gebelikte Özel İncelemeler
Ultrasonografi
Amniyoskopi
Amniyosentez
Biyofizik ve Biyokimyasal Kontroller
Gebelik Hesaplayıcısı
Yavrunuzun Sağlığı İçin
Babaya Öneriler
Sağlık Muayenesi
Gebelik Testi Öyküsü
Çiftin Kısırlığa Tepkisi
Gebe Kalmak / Önlemek
Varolduğunu Öğrendiğim Zaman
Düşük
Pratik Öneriler
Gebelik ve Jimnastik
Gebelik ve Cinsel Yaşam
Frengi ve Verem
Anne ve Çocuk Beslenmesi :
Anne Karnında
Doğumdan 6. Aya
7 - 12. Aylarda
1 - 3 Yaşlarda
4 - 6 Yaşlarda
Özel Durumlarda
İKİNCİ DÜZEY FETAL ULTRASONOGRAFİDE
- ANENSEFALİ
- ENSEFALOSEL
- SPİNA BİFİDA
- MENENGOSEL
- MİYELOMENENGOSEL
- DANDY WALKER MALFORMASYONU
- CHOROİD PLEKSUS KİSTİ
- ARAKNOİD KİST
- HİDROSEFALİ
- GASTROSCHİSİZ
- OMFALOSEL
- FETUS PAPİRACEUS
- ÇOĞUL GEBELİK
- FETAL ASİT
- POLİHİDROAMNİOS
- OLİGOHİDROAMNİOS
- RENAL ANOMALİLER
- SSS ANOMALİLERİ
- EKSTREMİTE ANOMALİLERİ
- KRANYAL ANOMALİLER
- MEGAURETER
- UPJ OBSTRUKSİYONU
- BARSAK ATREZİLERİ
- DUDENAL ATREZİLER
- KALP ANOMALİLERİ BOŞLUKLAR
- VB ANOMALİLER ARAŞTIRILMAKTADIR.
Ekstremitelerde arterial ve venöz doppler, karotis vertebral doppler, renal arter doppleri, gebelik doppleri de dahil olmak üzere tüm doppler uygulamaları,
KISA BİLGİLER
RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Vücuttaki damarlar içerisinde akan kanı görüntüler. Ağrısız bir tanı yöntemidir. Prob adı verilen bir alet incelenecek damarın üzerindeki ciltte gezdirilir. Prob ses dalgalarını vücuda gönderir ve yansıyan ekoları tekrar alır. Bilgisayar aracılığı ile organlardan yansıyan ses dalgaları görüntü haline dönüştürülür. Damarlar içerisinde akan kan hücrelerinden yansıyanlar 'Doppler etkisi' oluşturur. Bu olay sabit duran bir kişiye yaklaşan ve yanından geçerek ondan uzaklaşan ambulansın sireninin kulağımızda bıraktığı etkiye benzer. Aynı şekilde proba yaklaşan ve uzaklaşan kan hücrelerinden yansıyan ses dalgaları damarların farklı renklere boyanmasına neden olur. Böylece vücutta normalde ters yönde akım içeren atar ve toplar damarlar birbirinden ayırtedilebilir.
Ne İşe Yarar?
Renkli Doppler ultrasonografi ile vücudumuzun hemen her bölgesinde arter ve venlerdeki hastalıklar tanınabilirler.
Ultrason Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kan damarlarınızın incelenmesi için renkli Doppler ultrasonografi tetkiki yaptıracaksanız ultrason ile ilgili bilginiz olmasına veya geçmişte bu tetkiki yaptırmış olmanıza rağmen hala sorularınız olabilir. Bu sorular Amerikan Ultrasonografi Enstitüsü (AIUM) nün yayımlanmış verileri göz önüne alınarak cevaplandırılmaya çalışılmıştır.
Ultrason Nedir?
Ultrason insan kulağının duyamayacağı yükseklikte frekansa sahip ses dalgasıdır. Cildin üzerinde gezdirilen bir prob yardımıyla vücuda gönderilen ses iç organlardan geri yansır. Yansıyan dalgalar (ekolar) prob tarafından tekrar alınır ve elektronik bir cihaz yardımıyla iç organların ekranda izlenebilen görüntüleri haline dönüştürülür. Bu tip ultrason 2D veya iki-boyutlu ultrason olarak adlandırılır. Devamlı olarak değişen bu görüntüler videokasete veya film kağıdına kaydedilebilir.
Renkli Doppler Ultrason Nedir?
Kan akımını değerlendirmek için kullanılan özel bir ultrason tipidir.
Geri dönen ekoların oluşturduğu görüntüler küçük monitörden izlenir. Ayrıca hareket eden kanın yansıttığı, geri dönen ses dalgaları cihazdaki hoparlörlerden duyulabilir. Bu sesler ağaçlara çarpan rüzgarın sesine benzer. Doktorun ekranda görüntüleri daha rahat görebilmesi için incelemenin yapıldığı oda işlem sırasında karanlıktır.
Klinikte kullanılan birkaç çeşit Doppler ultrason tipi vardır:
1. Devamlı Dalga renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarındaki akım hakkında bilgi sağlamak için ses dalgalarının amplitüdündeki değişiklikleri kullanır. Tetkiki yapan hekim daralmış bir bölgeden geçen kan akımını değerlendirmek için probun oluşturduğu sesleri dinler. Ses farklılıklarına gore tanıyı koyar.
2. Dupleks Doppler Ultrason: Dupleks Doppler ultrason kan damarlarının ve damarları çevreleyen organların görüntüsünü almak için standart ultrason yöntemlerini kullanır. Ayrıca bir bilgisayar Doppler seslerini, incelenen damardaki kan akımının hızı ve yönü hakkında bilgi veren grafiklere çevirir. Bu tip Doppler ultrasonla vücut içindeki yapıları görmek ve bu yapıların içindeki kan akımını değerlendirmek aynı anda mümkün olur. Bunu gerçekleştirmek için ultrason makinası aynı anda iki ultrason yöntemini birlikte kullanır. Sadece damardaki kan akımının değerlendirilmesi isteniyorsa dupleks Doppler ultrason kullanılır.
3. Renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarının içerisinde akan kanı temsilen bir bilgisayar Doppler seslerini kan damarlarının görüntüleri üzerine düşürür. Damardaki kan akımının hız ve yönünü temsil eden renkler biçimine çevirir.
4. Power Doppler Ultrason: Power Doppler ultrason akan kana renkli Doppler ultrasondan 5 kat daha duyarlı olan tekniktir. Power Doppler ultrason standart renkli Doppler ultrason yöntemiyle çok zor veya imkansız olan görüntüleri elde edebilir. Ayrıca, power Doppler ultrason karaciğer, böbrekler, testisler gibi parankimatöz organlarda kan damarlarındaki akımı değerlendirmek için kullanılır.
Doppler Ultrasonografi Neden Yapılır?
Doppler ultrason incelemesi kan damarları ve kanın damarlardan geçişi hakkında çok önemli bilgiler verir. Özellikle atar damar ve toplar damarlardaki problemleri değerlendirmek için çok uygun bir yöntemdir. Vücudumuzun her yerinde kan damarları olduğundan Doppler ultrason vücudumuzun hemen hemen her yerinde kullanılabilir. En sık kullanılan bölgeler boyun, kalp, karın ve bacaklardır.
Boyunda, renkli doppler ultrason en sık şah damarlarını ve vertebral arterleri (karotis vertebral ) incelemek için kullanılır. Bu damarlar beyine kan taşırlar ve tıkanabilirler. Tıkanma ''inme''ye neden olabilir. Doppler ultrason ile kan akımı ve yönünün doğru olup olmadığı hakkında bilgi edinilir.
Karın bölgesinde, Doppler ultrason başlıca tansiyon yüksekliğini araştırmak amacıyla böbreklerin, siroz gibi hastalıkları değerlendirmek için karaciğerin, dalak karın ağrısı nedenini araştırmak için barsaklara kan taşıyan damarların, tümör içi ya da komşuluğundaki damarların değerlendirilmesinde kullanılır.
Bacaklardaki kan akımının değerlendirilmesinde, atar damarlardaki tıkanıklıkların, toplar damarlardaki pıhtıların yada bacak şişmesinin nedeninin gösterilmesinde temel yöntemdir.
Tetkik Öncesi Hazırlık Gerekir mi? Tetkik Sırasında Ağrı Olur mu?
Çoğu Doppler ultrason incelemesi için hazırlık gerekmez. Karın bölgesini içeren incelemeler için tetkik öncesi 6 saat açlık istenir. İnceleme sırasında kullanılan ve cilde sürülen jel kolayca silinebilmesine rağmen kolay yıkanabilen bir giysi giyilmesi önerilir. İnceleme ağrılı değildir.
Doppler ultrason incelemesi ortalama 15 – 60 dakika sürer. İşlemin süresi incelenecek vücut bölgesine ve anatomisinin zorluğuna göre değişir. Arteriyoskleroz (damar sertleşmesi) hastalığında damarları değerlendirmek güç olabilir ve tetkik daha fazla zaman alabilir.
Doppler ultrason konusunda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılır ve değerlendirilir.
Kontrol tetkikleri hastalığın tedaviye cevap verdiğini veya ilerlediğini değerlendirmek için gerekli olabilir.
Bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Yıllardır yaygın olarak kullanılan tanısal ultrasona ait bildirilmiş yan etki bulunmamaktadır. Gelecekte ultrasonun olası biyolojik etkilerinin tanımlanması ihtimalinin olmasına rağmen, bugünkü bilgilerimiz ultrasonun hastalara faydalarının, eğer varsa bile, risklerinden daha ağır bastığı yönündedir.
VARİS NEDİR?
Derimizin altındaki yüzeyel toplardamarların yetmezliğidir. Bir başka deyişle, bacaktaki yüzeyel toplardamarların genişleyerek kıvrıntılı büküntülü bir görünüm alması ve derinin altında görünür olmasıdır. Bunun temel nedeni
de toplardamarların içinde bulunan
kapakçıkların bozulmasıdır. Varisler deriden gözüken kırmızı, mavi - mor ince ya da parmak kalınlığına varabilen damar genişlemeleri şeklinde görülebilir. Genetik yatkınlığı olanlarda, kadınlarda, ayakta uzun süreli kalmayı gerektiren meslek gruplarında (hekimler, öğretmenler vs) daha sık görülmektedır. Varisi olan kadınların hamilelik dönemlerinde varis şiddeti artabilmektedir.
Günümüzde kapakçıkların bozuk olup olmadığı renkli Doppler ultrasonografi ile kolaylıkla tanınabilmektedir.
- PENİL RENKLİ DOPPLER
Sertleşme problemi (ereksiyon kusuru-impotans) varlığında penisin kan akımının bozuk olup olmadığına bakılır.
Ereksiyon Kusuru (İmpotans) Nedir?
Erkek cinsel organı penis, normal koşullarda yumuşak bir dokudur. Cinsel uyarı karşısında bu bölgeye kan getiren atar damarlarda akım artar. Kanın geriye dönüşünü sağlayacak toplar damarlarda ise kasılma olur. Peniste süngersi cisimler içerisinde hızla biriken kan geri çıkamaz. Bu birikme, penisin şişmesine ve sertleşmesine neden olmaktadır. Erkek cinsel organının cinsel birleşme için gereken sertliğe ulaşamaması impotans, iktidarsızlık olarak isimlendirilir.
Başlıca Nedenleri Nelerdir?
İmpotans bir hastalık değildir.
Bir takım sorunların kendisini ikincil olarak gösterme şeklidir. Günümüzde bu sorun üzerinde ciddi çalışmalar yapılmış ve nedenleri 4 ana grupta belirlenmiştir:1.Psikolojik nedenler
2. Fiziksel nedenler
3. Hem ruhsal hem fiziksel nedenler
4. Nedeni bilinmeyenlerYaklaşık %85 olguda neden fiziksel (organik) dir. Olguların %10' dan biraz daha fazlası ise psikolojik nedenlidir. Yani bütün sorun kişinin düşüncelerinde saklıdır. %5 kadar olguda neden bilinememektedir. Bir erkekte bir kez impotans görüldüğünde, bunu hep yaşamak korkusu psikolojik nedenli impotansa dönüştürebilir. Eğer bir fiziksel neden bulunamıyorsa psikolojik impotans olduğu düşünülür. Kötü evlilikler, düşük cinsel performans, iş stresi, depresyon impotans nedeni olabilir.
Her erkek hayatında bir ya da birkaç geçici impotans dönemi yaşar.
Fiziksel impotans nedenleri arasında Diabetes Mellitus (şeker hastalığı), damar hastalıkları, pelvis bölgesinin ciddi operasyonları, bel kemiği travmaları gelir. Ayrıca;
Endokrin (hormonal) Nedenler: Ereksiyon için, başta testesteronun etkisine ihtiyaç vardır. Eksikliğinde mutlaka impotans görülmez. Tiroid hormonlarının eksikliği de tam olmayan ereksiyona neden olabilir. Prolaktin hormonunun fazlalığı testesteron yapımını azaltacağından ciddi impotansa neden olabilir.
Bazı ilaçlar: Östrojenler, anti-androjenler, LHRH analogları, beta blokerler, kalsiyum antagonistleri, MAO inhibitorleri, trisiklik anti-depresanlar da impotans nedeni olabilmektedir.
Madde Bağımlılığı İmpotans Yapar mı?
Alkol, sigara gibi madde bağımlılıkları da impotans konusunda ciddi sorunlar yaratmaktadır.
İmpotansta Renkli Doppler İnceleme Nasıl Yapılır?
http://radistanbul.blogspot.com
Renkli Doppler ultrasonografi ile penise arterler ile yeterli kan gelip gelmediği, yeterli kan geliyorsa, gelen kanın penis içerisinde yeterince kalıp kalmadığı (toplar damar kapaklarının sağlam olup olmadığı) tespit edilir.
Penis içi kapiller damarların genişlemesini sağlamak amacıyla inceleme sırasında penis içerisine damar genişletici bir ilaç -hasta yaşı göz önüne alınarak- belirli dozda verilir.
Penis cildi üzerine jel sürülerek ultrasonografi probu ile penis içi damarlar değerlendirilir.
İnceleme ağrılı değildir. Bazen penis içerisine verilen ilaç hafif yanma hissi verebilir.
İlk defa 1980' li yıllarda kullanılan renkli Doppler ultrasonografi, ereksiyon kusurunda patolojinin damar kaynaklı olup olmadığını belirler. Tetkikin yapıldığı odanın sessiz ve loş olması gerekir. Hastanın da gergin olmaması tetkikin doğruluk oranını artırır.
Peniste oluşan sertleşmenin kaybolma süresi bazen (özellikle psikolojik impotansta) uzayabilir. Bu nedenle test sonrası cinsel uyarı, mastürbasyon ve cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.
Tetkikin Zararlı Etkisi Olur mu?
Renkli Doppler ultrasonografi ne inceleme sırasında ne de inceleme sonrasında hiç bir zarar vermez. Cinsel hayatı olumsuz yönde etkilemez.
- Ağız ve diş sağlığında en ileri görüntüleme teknikleri kullanılarak dijital panoramik diş röntgeni, temporomandibular ve sinüs grafileri ve sefalometrik röntgen çekimleri,
Mammografi çekimleri,
TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ
Tiroid bezi boyunda yer alan ve metabolizmayı düzenleyen bir organdır. Diğer yüzeyel vücut organları gibi ultrasonografi ile kolaylıkla değerlendirilebilir. Tetkik ağrısızdır ve hazırlık gerektirmez. Tiroid ultrasonu guatr (tiroidin büyümesi), nodül (kistik, tümöral olabilir) araştırılması için kullanılabilir.
Jel sürülerek ses dalgası gönderen prob boyun üzerinde gezdirilir ve tiroid bezinden yansıyan ses dalgaları bilgisayar yardımıyla monitörde görüntü oluşturur. İncelemenin radyasyon riski yoktur. Tümör şüphesi varsa ultrason rehberliğinde ince iğne ile hücre örnekleri alınıp sitolojik inceleme yapılabilir.
KALÇA USG
KALÇA ULTRASONU
Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde kalça ekleminin değerlendirilmesinde kullanılan basit ve ağrısız bir yöntemdir.
Ne Zaman Yapılması Uygun Olur?
Doğumdan sonraki ilk günlerde yapılabilir. Anglo-Amerikan literatüründe işlem için en uygun zaman doğum sonrası 3. hafta ile 6. hafta arasıdır. Ancak 5-6 aya kadar (bebek kilolu değilse 10-12 aya kadar) yapılabilmesi mümkündür.
Nasıl Yapılır?
Bebek, bezi açık şekilde muayene masasına yan yatırılır. Ilık jel sürülmüş prob yardımıyla kalça eklemleri bacaklar düz ve kıvrılmış pozisyonda iken incelenir. Bebeğin ağlaması ve hareketleri işlemi güçleştireceğinden, sakin olması için inceleme öncesi doyurulması tavsiye edilir.Ne Kadar Sürer?
Genellikle 5-15 dakika içerisinde biter.
Kalça ekleminin anormal gelişiminin ya da yerleşiminin gösterilmesinde son derece duyarlıdır. İncelemenin sonucu çıkık saptanırsa tedaviye erken başlanmış olacağından ameliyata gerek kalmaz. Bacağı kurbağa pozisyonunda tutan bandajların birkaç ay kullanılması ile kalça tamamen normale döner. Tedavinin etkinliği de ultrasonografi ile takip edilir.
Erken çocukluk döneminde açıklanamayan topallama olduğunda, kalça ekleminin geçici sinoviti denen, eklem hareketlerini sınırlayabilen iltihabi durum ultrasonografi ile görülebilir.
PEDİATRİK USG
MAMOGRAFİ
Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?
Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır. Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.
Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.
Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.
Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.
Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.
Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır
Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.
Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.
Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.
Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.
MAMOGRAFİ
Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.
Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?
Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır.
Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.Mamografi Filmi Okunurken Nelere Dikkat Edilir?
Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.
Çok Küçük Tümörler Mamografide Görülür mü?
Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.Meme Biyopsisi Nedir? Ne Zaman Yapılır?
Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.Hangi Amaçlarla Ultrasonografi Yapılır?
Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdırUltrasonografinin Mamografiye Tercih Edildiği Durumlar Var mıdır?
Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.
Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.
Nasıl Yapılır?
Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.Ne Kadar Sürer?
Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.
- Kemik Yoğunluğu Ölçümü.
- Hizmet verilen ilçeler, İSTANBUL ANADOLU YAKASI
- ÜMRANİYE, ÜSKÜDAR, BEYKOZ, AĞVA, ŞİLE, ÇEKMEKÖY, ALEMDAĞ, REŞADİYE, TAŞDELEN, SULTANBEYLİ, PENDİK, KARTAL, MALTEPE, TUZLA, GEBZE
- UYGUN TETKİK VE GÖRÜNTÜLEME FİYATLARI İLE İSTANBULDA BULUNAN TÜM KAMU VE ÖZEL HASTANE HASTALARINA HİZMET VERİLMEKTEDİR.
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ BİLGİLER
Son dört yıldır ÜMRANİYE SONDURAKTA hizmet vermekteyiz.
Amacımız güncel teknolojiyi deneyimli bir ekip ve uygun fiyatlarla hastalarımıza ulaştırmaktır.
Vizyonumuz gelecekte bir MARKA olmak, teknolojiyi yakın takip etmek, kendimizi sürekli geliştirmektir.
Hizmet verdiğimiz modaliteler hakkında bilgiler:
KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ
Kemik erimesi, mevcut kemik kütlesinin, mineral içeriğinin azalması ve zayıflaması sonucu süngerimsi hal alması ve kolayca kırılabilir bir duruma gelmesidir. Sonucunda da başta sırt bölgesi olmak üzere vücutta dinmeyen ağrılar, boy kısalığı ve kırıkların oluşumlarını görmekteyiz.
KEMİK DANSİTOMETRE
Kemiklerin yapısında yer alan maddelerin yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle kemik madde kaybı (osteoporoz) saptanır.
Osteoporoz Nedenleri Nelerdir?
1. Primer (yaş, cinsiyet, sigara, aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzına bağlı nedenler)
2. Sekonder (hastalıklar ve ilaçlar) sonucu oluşan madde kaybıGüvenli midir?
Günlük hayatta bilgisayar kullanırken alınan radyasyon kadar X ışını kullanılır. Hiçbir yan etkisi yoktur.
İnceleme Nasıl Yapılır?
Yaklaşık 15 dakika civarında yatarak yapılan bir işlemdir. Ağrı ve acı kesinlikle yoktur. Sadece kımıldamadan yatmak gerekmektedir.
Kimlere Yapılır?
Kemik kaybı riskinin yüksek olduğu, menopoz sonrası kadınlar için ilk çekim normal ise 3 yılda bir kontrol amaçlı çekimler önerilmektedir. Kemik kaybı söz konusu ise kontrol periyodunu tedaviyi yapan hekim belirleyecektir.
Hazırlık Gerekir mi?
Hiçbir ön hazırlık gerekmemektedir, günün her saatinde çekilebilir.
Kemik mineral dansitometrisi kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Yani kemiğin kırılganlık riskini belirleyen bir ölçüm yöntemidir.40 yaş ve üzeri kadınlar mutlaka kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdırlar. Çünkü günümüzde kadınlar doğum sayısı, sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, yeterli egzersiz yapamama gibi nedenler ile yüksek risk altındadırlar.Kemik erimesi kadınlara özgü bir hastalık değildir, erkeklerde de görülmektedir. Özellikle bazı metabolik hastalıklar,kortizon gibi ilaçların kullanımı kemik erimesine neden olurlar.
ULTRASON US USG ULTRASONOGRAFİ
Yüksek frekanslı ses ( ultrasound ) dalgalarının farklı yoğunluktaki doku yüzeylerinden yansıması ile iç organların görüntülenmesidir.
Yumuşak doku patolojilerinin incelenmesinde ve organların sınırlarının belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Sıvılarda yansıma olmadığından kistik yapılar solid yapılardan kolayca ayrılabilirler.
İç organ patolojilerinin tespitinde hastayı rahatsız etmeden kolay uygulanabilen noninvaziv bir yöntem olması nedeniyle tercih edilmektedir.
Ultrason öncesinde ön hazırlık gerebilir. Bu nedenle randevu alınması ve randevu sırasında verilecek bilgilere dikkat edilmesi önemlidir.
GEBELİKTE ULTRASON
Bebeğin sayısı, geliş şekli, duruş şekli, anatomik yapısı, plasenta yerleşimi, amnion sıvı miktarı, gebelik yaşı, annedeki pelvik kitlelerin değerlendirilmesi için kullanılan en iyi yöntemdir. Ultrasonografinin bebek üzerinde şimdiye kadar kanıtlanmış bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bilakis günümüzde gebelik takibinde güvenilir yöntemlerden biridir.
- Erken gebelikte gebeliğin normal olup olmadığını ( dış gebelik, çoğul gebelik, mol, bozulmuş gebelik,...), gebelik yaşını saptamak için,
- 11-14. haftalar arasında ense pilisi kalınlığı –nuchal translucency- ölçümü için,
- 19-23. haftalar arasında ( ayrıntılı ultrason detaylı fetal analiz ) anomali taraması için,
- 32. haftadan sonra bebek gelişiminin değerlendirilmesi için ultrason yapılmaktadır.
MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Tanı ve tarama metodu olarak kullanılan meme ultrasonografisinde iyonize ışınlar kullanılmadığı ve insan sağlığına zararı tesbit edilmediği için günümüzde noninvaziv, ekonomik bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Adölesan dönemde, genç kadınlarda ve hamilelik döneminde primer görüntüleme yöntemidir. Bir çok meme kanserleri ultrasonografi ile tanınabilmektedir. Ancak ele gelmeyen kitlelerde yetersiz kaldığı için meme ultrasonografisi tek başına değil, mammografi ile beraber yapılmalıdır. Mammografiyi tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmalıdır.
PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ
Ultrasonografinin prostat kontrolünde avantajları hastaya zarar vermemesi, kolay uygulanması, maliyetinin düşük olması ve iyonize radyasyon içermemesidir. Transabdominal ultrason işleminde prostatın boyutu, ağırlığı ve anatomik şekli belirlenir. Transrektal ultrason işleminde bunların yanı sıra prostatın doku detayları da değerlendirilmektedir. Bu işlem esnasında Renkli Doppler ve Power Doppler metodları ile kanserden şüphelenilen alanların kanlanması değerlendirilebilmektedir.
4 BOYUTLU ULTRASON
4 boyutlu ultrasonografi klasik 2 boyutlu ultrasonografi kullanımını gereksiz kılacak ölçüde bir yöntem değildir. Her ikisinin de avantajlı olduğu üstünlükleri vardır. Örneğin, yarık damak ve dudak anomalilerinin saptanmasında, kol ve bacaklardaki bazı detay anomalilerin görülmesinde, nöral tüp defektlerinde 4 boyutlu ultrasonografi daha detaylı bilgi verebilmektedir. Buna karşın 2 boyutlu ultrasonografi bebeğin iç organlarını değerlendirmede hala 4 boyutlu ultrasonografiden üstündür.
4 boyutlu ultrasonografi ile anne ve baba adayları doğmamış bebeklerinin gerçek görünümü ile normalde doğumdan sonra kurulması beklenen duygusal bağlarını daha önceden oluşturmaktadırlar.
Görüntüler video formatında CD'ye kaydedip korunabilmektedir.
JİNEKOLOJİK ULTRASONOGRAFİ
Ultrason, insanların duyabileceğinden daha yüksek frekansa sahip bir sestir. Cildin üzerine veya vajina gibi bir vücut boşluğuna yerleştirilen prob adlı bir cihazla vücuda gönderilen ses dalgaları iç organlar tarafından geri yansıtılır. Dönen sesler (ekolar) aynı prob tarafından alınarak bir bilgisayar vasıtasıyla monitörde resme dönüştürülür. Ultrason görüntüleri videoteyp, film veya kağıda kayıt edilebilir. Tanısal ultrason tetkiki genellikle sonografi veya ultrasonografi olarak adlandırılır.
Ultrason Güvenli midir?
Ultrasonun tıbbi amaçlı kullanımına bağlı bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Tanısal ultrasonun uzun yıllardır devam eden yaygın kullanımı herhangi bir yan etki ortaya çıkarmamıştır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar tanısal ultrasonun herhangi bir yan etkisi olmadığını göstermiştir.
Neden Yapılır?
Elle yapılan pelvik muayenenin sağladığı bilgiler yeterli olmayabilir. Pelvik ultrason ile rahim ve yumurtalıklar görüntülenebilir. Ultrason elle yapılan muayene bulgularını açıklamak için yardımcı olabilir veya ek bilgiler sağlayabilir. Pelvik ultrason tetkikinin en sık yapılma nedenleri:
-Kasık ağrısı
-Anormal vajinal kanama,
-Jinekolojik muayene sırasında şüpheli kitle araştırılmasıdır.Pelvik Ultrason Nasıl Yapılır?
Bu konuda profesyonel eğitim almış doktor tarafından yapılır. Pelvik bölgenin ultrason tetkiki için 2 yöntem vardır:
1. Transabdominal Ultrason: Karnın alt bölgesinde cilt üzerine yerleştirilen bir prob yardımıyla yapılır.
2. Transvaginal Ultrason: İnce çubuk şeklindeki prob üzerine koruyucu bir kılıf geçirilerek buna kayganlaştırıcı bir jel sürülür ve vajinaya yerleştirilir.
Ultrason Tetkiki Ne Kadar Sürer?
10-15 dakika kadar sürer.
Özel Bir Hazırlık Gerekir mi?
Abdominal inceleme sırtüstü yatar vaziyette yapılır. Daha iyi görüntü almak için mesane dolu olmalıdır. İşlemden önce su içmek ve idrara çıkmamak gerekir.
Vajinal inceleme jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. İşlemden önce idrar kesesi boşaltılmalıdır.
Ultrason Abdominal mi Yoksa Vajinal Yoldan mı Yapılmalıdır?
Bu karar tetkikin yapılma sebebine bağlıdır. Bazı durumlarda sadece karın ultrasonu yapılması gerekebilir, bazı durumlarda ise sadece vajinal ultrason yeterli olacaktır. Ancak çoğu kez hem karın hem de vajinal ultrason gerekir. Bu kararı doktorunuz verecektir.
Her bir incelemenin ayrı avantajları vardır. Abdominal yaklaşımla tüm pelvik bölgenin panaromik görüntüleri alınabilir. Bu yolla iç organların birbiri ile ilişkisi görülebilir. Vajinal yolla, prob inceleme alanına daha yakın olduğu için daha iyi görüntüler elde edilir. Vajinal yolla yapılan ultrason tetkiki erken gebelik döneminde fetal kalp atışlarını görmek, rahimin iç tabakasını değerlendirmek ve yumurtalıklardaki bir kistin boyutlarını ölçmek için çok faydalıdır.
Vajinal Ultrason Zararlı mıdır?
Ağrısız bir işlemdir. Genellikle jinekolojik muayeneden daha rahattır. Eğer vajinal kanama varsa, hamilelik olsa bile vajinal ultrasonun bir zararı yoktur.
Doppler Ultrason Nedir?
Pelvik organlara ve vücudun diğer kısımlarına giden kan akımını değerlendirmek için kullanılır. Kan akımları ultrason cihazının mikrofonundan duyulabilir, grafik ve renklerle gösterilebilir. İşlem sırasında acı hissedilmez. Doppler ultrason tetkikinin yapılmasına genellikle inceleme sırasında karar verilir.
ENDOANAL ULTRASONOGRAFİ
Terminolojik olarak anal ultrasonografi, rektal ultrasonografi, ERUS gibi isimler ile de anılmaktadır. Anüs ve çevre dokuların patolojilerinin incelenmesinde kullanılmaktadır. Küçük çaplı prob kullanıldığında anal kanal anatomisinin değişmemesi avantaj oluşturmaktadır.
Hangi Durumlarda Kullanılır?
1. Anal inkontinans (gaz-dışkı kaçırma): Sfinkter kasları ve çevre dokuların sağlam olup olmadığı görülmektedir.
2. Bilinen rektal ve/veya anal kanser: Hastalığın evresini (yayılımını) belirlemede kullanılmaktadır. Ayrıca, tedavi sonrası hastalığın durumunu belirlemede de kullanılabilmektedir.
3. Perianal fistül: Anüs çevresindeki akıntılı durumlarda genellikle, altta yatan bir fistül (iltihabi traktüs) vardır. Fistülün tedavisinden önce yayılımı ve şekli belirlenirse tedavi başarısı artmaktadır. Bu nedenle fistüllerin trasesini belirlemede tercih edilen bir yöntemdir.
4. İç hemoroid: Anal kanal duvarında gelişen kıvrımlı toplardamarlar bu yöntemle kolaylıkla tanınabilmektedir. İnceleme sırasında anal kanal anatomisi bozulmadığından dolayı hemoroidlerin yerleşim yeri doğru olarak tanımlanmaktadır.
5. Anüste çatlak (fissür): Ağrılı bir durum olmakla birlikte günümüzde mevcut olan küçük çaplı problar rahatlıkla kullanılabilmektedir.
Nasıl Yapılır?
Hasta yatar pozisyonda iken (genellikle sol yanına yatmaktadır) 360 derece görüş açısı olan çubuk şeklinde problar ile inceleme gerçekleştirilmektedir. Tetkik endikasyonuna göre probun ucundaki balon, gazsız su ile şişirilmektedir. Fistülün iç ağzının anüs ya da rektuma açılımı konusunda şüphe varsa, fistülün dış ağzından küçük miktar hidrojen peroksid (oksijenli su) verilmesine gereksinim olabilmektedir.
Kim Yapar?
İncelemeyi konusunda deneyimli radyoloji hekimi yapmaktadır.
Tetkikin Zararlı Etkisi Var mıdır?
Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun bilinen zararlı bir etkisi yoktur.
Hazırlık
Genellikle hazırlığa gereksinim olmamakla birlikte rektal tumör evrelemesi gibi durumlarda fleet enema ile hazırlık gerekebilmektedir.
RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Bir organın veya damarının kan akımını inceleyerek, akımın miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı, akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Atardamarlar kırmızı toplardamarlar mavi renk şeklinde görülür.
Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi ile:
Kol ve bacak damarları
Karaciğeri besleyen damarlar
Böbreği besleyen damarlar
Boyun damarları
Gebelerde, anneye ve fetusa ait damarlar
OBSTETRİK ULTRASONOGRAFİ
Ultrasonografi, gebelik takibinde kullanılan kolay uygulanabilir, etkili, güvenli bir yöntemdir. Anne adayının karın cildine temas eden prob aracılığı ile yüksek frekanslı ses dalgaları gönderilir. Ses dalgaları fetüsün dokularından değişik miktar ve şekilde yansıyarak geri döner. Ekolar bilgisayar tarafından işlenerek monitore görüntü olarak aktarılır.
Hangi Durumların Tanısında Yararlanılır?
Anne karnındaki bebeğin kalp atımları ve hareketleri izlenir. Embriyo (12 haftadan küçük bebekler) ve fetüsteki (12 haftadan büyükler) muhtemel anormallikler saptanır. Çesitli ölçümler yapılarak bebeğin gelişimi değerlendirilir.
Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun fetüse bilinen zararlı bir etkisi yoktur.
1. Gebeliğin Erken Tanısı: Gebelik kesesi transvajinal ultrasonografi ile son adet tarihinden itibaren 4-5 haftalarda saptanabilir. Özellikle son adet tarihini hatırlamayanlarda fetüsün belirli uzunluklarının ölçümü ile gebelik yaşının tayini yapılabilir. İlerleyen gebelik döneminde ise fetüsün gelişimi bacak (uyluk kemiği) uzunluğu, kafa ve karın çevreleri ölçülerek değerlendirilir.
2. Düşük Tehdidi: Embriyonun ve fetüsün canlı olup olmadığı değerlendirilir. Bebek anne karnında ölmüş (missed abortus), hiç gelişememiş (bos gebelik kesesi) ya da uterus (rahim) dışında yerleşmiş (dış gebelik) olabilir. Ya da gebelik embriyo yerine tümör gelişimi şeklinde olabilir (mol gebelik).
3. Plasenta Anomalileri: Plasentanın yeri (rahim ağzını kapatıp kapatmadığı) ve diğer plasenta anomalileri gösterilebilir.
4. Çoğul Gebelikler: Ultrason ile tanı konulur. Bebeklerin pozisyonu, plasenta ve amniyon keselerinin sayısı değerlendirilir.
Ne Zaman Yapılmalıdır?
Gebelik süresince normal olmayan şüpheli bir durumun varlığında ultrason yapılabilir. Adet gecikmesinden 1-2 hafta sonra gebeliğin saptanması ve bu gebeliğin intrauterin (rahim içerisine yerleşmiş) normal bir gebelik olduğunun görülmesi için ultrasonografi yapılmalıdır. Bunun dışında 11-14 ve 19-24 haftalarda herhangi anomali araştırılması, 34. haftadan sonrada bebeğin büyüklüğünü ve pozisyonunu görmek için ultrasonografi uygulanır. Ülkemizde bazı Kadın-Doğum doktorları her rutin muayenede ultrasonografik inceleme yapmaktadır. Ancak daha ayrıntılı inceleme için bir veya iki kez sonografi uzmanından ikinci düzey ultrasonografi isteyenler de vardır. İkinci düzey inceleme için çözünürlüğü çok yüksek olan, renkli Doppler de yapabilen cihazlar kullanılır.
Kullanılan Yöntemler
Gebeliğin erken döneminde ve gebelik harici tüm jinekolojik incelemelerde çubuk şeklinde problar ile yapılan vajinal ultrasonografi uterus, overler ve embriyonun çok daha ayrıntılı görüntülenmesine imkan verir. Bu yöntemde mesanenin dolu olmasına gerek yoktur (zaman kaybı olmaz).Doppler ultrasonografi ile bebeğin damarlarındaki kan akımları değerlendirilir ve bebeğin gelişmesi ile ilgili ek bilgiler elde edilir (örn: beynin beslenmesi). Son zamanlarda 3 boyutlu ultrasonografi ile de gebelik incelemeleri yapılmaktadır.
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar VARİKOSEL
Varikosel spermatik kordda gelişen genişlemiş venlerdir. Spermatik kord kan damarları, lenfatik damarlar, sinirler ve sperm taşıyan kanallardan (vas deferens) oluşur. Bu venlerdeki kapaklarda hasar meydana gelirse bozulan kan dolaşımı venlerde genişlemeye ve kanın durağanlaşmasına neden olur. Varikosel bir ya da iki taraflı olabilir. Ancak, hastaların %85' inde sol tarafdadır. Varikoselin görülme oranı %10-20' dir, en sık 15 - 25 yaş arasında rastlanır.
Varikoselin Zararlı Etkisi Nedir?
Testislerin etrafında genişlemiş venler içerisinde artmış kan ısısı hipertermik etki ile spermlere zarar verdiğinden infertiliteye (kısırlık) neden olabilir.
İnfertil erkeklerin %40' ında varikosel saptanır. Sekonder infertil (daha önce çocuk sahibi olup ta sonradan kısır olan) erkeklerde ise bu oran %80' e ulaşır.
Varikosel Belirtileri Nelerdir?
Semptomlar; testiste ağrı, infertilite, testislerde küçülme (atrofi), palpe edilebilen ya da dışardan gözle görülebilen genişlemiş venlerdir.
Nasıl Tanınır?
İleri evre varikoseller gözle görülebilir. Orta evre varikoselleri muayene sırasında hekiminiz elle tanıyabilir. Erken evre varikosellerin tanısında ise yardımcı tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu yöntemler;
- Renkli Doppler ultrasonografi
- Termografi
- Venografi
- Semen analizi; varikosel kaynaklı infertilitede tipik olarak gelişimi tamamlanmamış, hasarlı veya ölü spermler görülür.
Tedavi Ne Zaman Önerilmektedir?
Varikosel ağrı yapıyorsa, testislere zarar veriyorsa (küçülme, atrofi gibi), kısırlığa neden oluyorsa cerrahi ligasyon tedavisi önerilmektedir.
Tedavi Sonrası Tekrarlar mı?
Tedavi sonrası hastaların %5-20' sinde varikosel tekrarlayabilir. Hastaların %2-5' inde testislerin etrafında sıvı birikimi (hidrosel) oluşabilir.
Ameliyat Olmakla Çocuk Sahibi Olma Şansı Artar mı?
Varikosel ameliyatı olmuş hastaların yaklaşık yarısı ameliyat sonrası birinci yıl içerisinde çocuk sahibi olurlar.
Gözü besleyen damarlar
Vücudun herhangibir bölgesinde oluşan bir kitlenin kanlanması incelenebilir.
İç organlar hariç, inceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın içindeki bir organ (karaciğer, pankreas, böbrek v.b.) incelenecek ise 6 saatlik açlık ile, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli gerçekleşmesi sağlanır.
Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır.
MAMMOGRAFİ VE USG MEME
Mammografi düşük dozda X ışını aracılığı ile meme dokusunun görüntülenmesidir. Her memeye 2 adet olmak üzere toplamda 4 film çekilir.
Hiçbir şikayeti olmasa da tüm kadınların;
- 35-40 yaş arasında baz oluşturacak bir mammografi çektirmesi,
- 40 yaşından sonra 2 yılda bir,
- 50 yaşından sonra her yıl meme kanseri taraması yaptırması gerekmektedir.
Çünkü meme kanserinin en erken bulgusu olan küçük küme mikrokalsifikasyon spiküle kitle ve kireçlenme odaklarını gösterebilen tek yöntem mammografidir. Meme kanserinin büyüyüp ele gelecek kadar kitle oluşturması ise bu aşamadan yıllar sonraya tekabül eder.
Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinin de tedavisindeki başarı erken teşhis ve erken tedavi ile mümkündür.
Mammografi çekim işlemine gelirken beraberinde eski filmlerinde getirilmesi ve her seferinde eski filmler ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
Diş röntgeni dişlerin, kemik ve dişetlerinin birlikte görüntülendiği bir röntgendir. Diş hekiminin klinikte muayene ile görünmeyen kısımlarını göstermeye yarayan dişler yada çenelerle ilgili problemleri teşhis etmesine yardımcı bir yöntemdir. Örneğin başlangıç çürüklerinin tespiti, özellikle diş minesi sağlıklı gibi dursa da
çürük dişlerin ya da diş eti çizgisinin arkasına gizlendiğinde, ağızdaki absenin hangi dişten kaynaklandığı, periodontal hastalıktan dolayı kemiğin zarar görmesi,dişlerdeki yapı bozuklukları, kök kırıkları, kist ya da tümörler röntgenle tespit edilebilir.
KEYWORDS RAD İSTANBUL RAD İSTANBUL GÖRÜNTÜLEME RADİSTANBUL ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE KARTAL MALTEPE PENDİK TUZLA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
ÜMRANİYE ŞUBESİ : GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA MAMOGRAFİ KEMİK DANSİTOMETRİ PANORAMİK DİJİTAL RÖNTGEN SEFALOMETRİK DİJİTAL RÖNTGEN DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-RENAL ARTERLER RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLERULRASON (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ –KALÇA ULTRASONU
ADRES: İNKILAP MAHALLESİ ALEMDAĞ CADDESİ MELTEM SOKAK 2/2 ÜMRANİYE TEL: 0-216-5218836 FAX: 0-216-5218836 radistanbul@hotmail.com
ÇEKMEKÖY ŞUBESİ
ÇENE FİLMİ ÇEKMEKÖY SARIGAZİ SAMANDIRA ÜMRANİYE ALEMDAĞ REŞADİYE ŞİLE AĞVA PANORAMİK DİŞ FİLMİ VS
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
ADRES: ÇAMLIK MAHALLESİ ŞAHİNBEY CADDESİ UMUT SOKAK YURTSEVEN İŞ MERKEZİ 2/2
TEL: 0-216-6423432 radistanbul@hotmail.com
PENDİK ŞUBESİ:
ADRES:
SAĞLIK BAKANLIĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ PENDİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARŞISI
MİMAR SİNAN CADDESİ FEVZİ ÇAKMAK MAHALLESİ KAYISI SOKAK A BLOK 2/17
TEL: 0-530-5472565 (ŞİMDİLİK)
DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON
RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-RENALARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ
GGÖRÜNTÜLEME KEYWORDS: (İSTANBUL ANADOLU-AVRUPA)
- AYRINTILI ULTRASON
- MEME RENKLİ DOPPLER
- PROSTAT RENKLİ DOPLER
- JİNEKOLOJİK RENKLİ DOPLER
- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPLER
- OBSTETRİK DETAYLI DOPLER
- DOPPLER
- DOPPLER
- RENKLİ ULTRASON DOPPLER
- ULTRASYON USG US ULTRASON ULTRSONOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME
- RENKLİ MEME ORBİTA TİROİD DOPLERİ USG
- DETAYLI ULTRASON
- DETAYLI RENKLİ ULTRASON
- RENKLİ DOPPLER
- ULTRASON
- MAMOGRAFİ
- KEMİK DANSİTOMETRİ
- KEMİK ERİME TESTİ
- HAMİLE ULTRASONU
- PANORAMİK RÖNTGEN
- STANDART PANORAMİK RÖNTGEN
- ÇENE FİLMİ
- SEFALOMETRİK RÖNTGEN
- DÖRT BOYUTLU ULTRASON
- GEBELİK ULTRASONU
- OBSTETRİK ULTRASON
- ABDOMEN ULTRASONU
- OBSTETRİK RENKLİ DOPLER
- UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME
- UYGUN FİYATLI ULTRASON DOPPLER
- GEBELİK DOPPLERİ GEBELİK RENKLİ DOPPLERİ
ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ VE TÜM BAĞLI SEMT VE KÖYLER GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- AİLE HEKİMLERİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMİ HASTALARINA UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- OSTEOPOROZ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
DİŞ RÖNTGENİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
- RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ TAŞDELEN ÖMERLİ DUDULLU TEPEÜSTÜ İMES MODOKO İKEA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
DİŞ FİLMİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
MERKEZİMİZDE YAPILAN TETKİKLER www.radistanbul.com
ULTRASONOGRAFİ | TETKİK İŞARET | RENKLİ DOPPLER RDUS | TETKİK İŞARET |
ÜST ABDOMEN USG | KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER | ||
ALT ABDOMEN USG | HER İKİ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TÜM ABDOMEN USG | HER İKİ ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
JİNEKOLOJİK USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
FOLİKÜLOMETRİ USG | SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TİROİD USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
HEPATOBİLİER USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TRANSREKTAL USG | SOL ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
TRANSVAGİNAL USG | SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
ORBİTA US | HER İKİ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ | ||
PENİL USG | HER İKİ ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
KALÇA USG | SAĞ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ | ||
PELVİK USG | SAĞ ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
YUMUŞAK DOKU USG | SOL ÜST EKSTREMİTE VEN | ||
BOYUN USG | SOL ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
PAROTİS USG | BİLATERAL ALT EKSTREMİTE AV | ||
SUBMANDİBULER USG | BİLATERAL ÜST EKSTREMİTA AV | ||
MEME USG BİLATERAL | PROSTAT RDUS | ||
MEME USG SAĞ | MEME RDUS | ||
MEME USG SOL | JİNEKOLOJİK RDUS | ||
ÜRİNER SİSTEM USG | TRANSVAGİNAL RDUS | ||
SKROTAL USG | TRANSREKTAL RDUS | ||
4D OBSTETRİK | RENAL ARTER RDUS | ||
3D OBSTETRİK | RENAL VEN RDUS | ||
OBSTETRİK USG RUTİN | MESENTER ARTER RDU | ||
TORAKS USG | PORTAL SİSTEM RDUS | ||
YÜZEYEL USG | OBSTETRİK RDUS | ||
SUPRAPUBİK USG | 4D OBSTETRİK USG | ||
SAFRA YOLLARI USG | 3D OBSTETRİK USG | ||
AYRINTILI RENAL USG | SKROTAL RDUS | ||
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN | PENİL RDUSG | ||
DİJİTAL SEFALOMETRİK RÖNTGEN | II. DÜZEY OBSTETRİK | ||
MAMMOGRAFİ MAMOGRAFİ | KİTLE LEZYONU RDUS | ||
KEMİK ERİME TESTİ BMD | ORBİTA RDUS |
0-216-5218836
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
ÜMRANİYE-ÇEKMEKÖY-PENDİK
0-216-521 88 36
0-216-642 34 32
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder